ZEYNEPERKAN
BİHTER ELBİSEYİ, ELBİSE DİZİYİ
SATAR
HANEDAN’IN MÜTHİŞ KOSTÜM
STRATEJİSİ
Ürün yerleştirme yoluyla satışı etkileme gücüne
sahip olduğunu gösteren televizyon ve sinema
sektörü, aslında bir yandan da kendisini pazarlıyor. Her hafta sırf oyuncuların ne giydiğini merak
ettiği için televizyonun başına oturanların olduğu
bir gerçek. Diziler markaların satmasını sağlıyorsa, markalar da onların izlenmesini sağlıyor. Tabii
ki, nasıl onlar satışların tek nedeni değilse, markalar da onların reytinglerinin tek nedeni değil.
Hatta bazı dizileri tamamen bu denklemin dışında
tutmak gerekir.
Peki ya denklemin içindeki diziler? Kimse bu furyanın Aşk-ı Memnu ile başladığını inkar edemez.
Aşk-ı Memnu’nun başrol oyuncularının kostümlerinden sorumlu Başak Dizer ve Deniz Marşan’ın
bu konudaki başarısı apaçık ortada. Dizinin
pazarlamasına ciddi fayda sağladıkları bir gerçek.
“Bir insan evde kokteyl elbisesiyle dolaşır mı?”, “Evde 12 punto ayakkabıyla gezilir mi?” ve benzeri cümlelerin,
kostümün diziyi pazarlama stratejisinin bir parçası olduğunu anlamayan ya da kabul etmeyenlerce
sarf edilebilir. Kısacası Bihter
elbiseyi, elbise de diziyi satar,
bir anlamda. Tabii ki, her projede kostümün görevlerinden
biri pazarlamadır, denilemez
ama bu dizide bilinçli olarak
kullanıldığını ve görevini
layığıyla yerine getirdiğini
kabul etmek gerek.
Peki, bu strateji ne zaman doğdu? Moda ve sinema/televizyon sektörü ne zaman el ele vermeye
karar verdi? İlk düşündüğünüzde aklınıza gelen
Sex and the City değil mi? Değil. Kostümleri olay
yaratan hatta marka yaratan ilk dizi, 80’lerin
ihtişamını, tüketim sarhoşluğunu ve imaj merakını yansıtırken besleyen dizi Dynasty yani
Hanedan’dı. Dizinin, Amerika’nın ünlü mağaza
zinciri Bloomingdales’de satılan ve büyük bir
defileyle tanıtılan koleksiyonu, dizide kullanılan
kostümlerden hazırlanmıştı. Dizinin her bölümü
aynı zamanda bir mağaza vitrini gibiydi; ne ürün
koysanız 80ler’in de dayattığı tüketim özentisiyle insanlarda satın alma arzusu uyandırıyordu.
Buna sadece kostümler değil, dizideki arabalar ve
evler bile dahildi. Böyle bir patlamanın etkisine
dönemin değerlerinin, daha doğrusu değersizliklerinin neden olduğu göz ardı edilemez. Fakat
dizinin doğru dönemde, doğru strateji ve pazarlama taktikleriyle ortaya çıkarak durumdan nemalanması da ekibin başarısıdır.