Film Studio Dijital Dergi Ağustos 2014 | Page 76

76 SİNEMATELEVİZYONDERGİSİ AĞUSTOS2014 YUNUSE YUNUSEMREKARADAVUT OKULDAN KAÇAR SETE GİDERDİM FS: Sektöre nasıl başladınız? Yunus Emre Karadavut: Sektöre 1994 yılında kendisi de görüntü yönetmeni olan rahmetli babamın yanında başladım. Babamın yaptığı işe hep bir merakım vardı. Çoğu zaman okuldan kaçıp babamın yanına giderdim. Lise döneminde okula ara verdim ve setlerde çalışmaya başladım. Umut Dünyası, O Hayat Benim, İstanbul Hatırası, Al Yazmalım, Derin Sular, Siya Mem-u Zin, Sessiz Gemiler, Çılgın Kanal, Yaban Gülü, Kelebek, Öyle Bir Geçer Zaman ki, Sihirli Annem, Bizim Konak, Yasemince gibi film ve dizilerde asistanlık, focus puller, kameramanlık ve görüntü yönetmenliği yaptım. BABAM SETTE YEŞİLÇAM DİSİPLİNİNİ YAŞATIRDI FS: Evdeki baba ile setteki baba arasında fark var mıydı? Yunus Emre Karadavut: Tabi ki vardı, olmaz mı? Babam sette çok disiplinli bir adamdı. Yeşilçam disiplinine sonuna kadar sadıktı. Oğluyum diye imtiyaz tanımaz, tam tersine, hata yaptığımda bana diğer asistanlardan daha çok kızardı. Babamla sette çalışmanın en büyük zorluğu, iş bittikten sonra da babam olmasıydı. Paydostan sonra da arkadaşlarla bir yerlere gitmeme izin vermezdi. Aslında bir bakıma beni disipline sokmak isterdi. Doğru olanı yapıyordu, şimdi bunu daha iyi anlıyorum. FS: Babanızın asistanı olmayı ne sebeple ve ne zaman bıraktınız? Yunus Emre Karadavut: Yaklaşık 4 yıl babamın asistanlığını yaptım. Babam sektördeki ilk ustamdı. Biraz da başka görüntü yönetmenleri ile çalı- şayım, onlardan da farklı şeyler öğreneyim dedim ve babamın yanından ayrıldım. Sonrasında, Ümit Ardabak, Erdoğan Engin, Ömer Faruk Sorak, Erdal Kahraman, Aytekin Çakmakçı gibi önemli görüntü yönetmenlerine asistanlık yaptım. Nerede ise Yeşilçam’dan gelen tüm görüntü yönetmenleri ile çalıştım. DURAN KARELER BENİ TATMİN ETMEDİ FS: Neden görüntü yönetmenliğini tercih ettiniz? Yunus Emre Karadavut: Çocukken herkes oyuncak araba ve trenle oynarken ben fotoğraf makineleri, negatif kutuları ile oynardım. Hatta babamın bana aldığı ilk hediye de fotoğraf makinesiydi. FS: Fotoğrafçı da olabilirdiniz? Yunus Emre Karadavut: Evet, olabilirdim. Ama beni duran kareler tatmin etmemeye başladı. Bir kere vizörden bakmak çok farklı bir duygu. Babamın yanında bir dizinin sadece 5 saniyesini çektim ve o bölümün yayınlanacağı gece bütün sülaleyi eve topladım. Daha “ben burayı çektim, bakın” demeden plan değişti. Bir de garip bir meslek bizimkisi, kana bir kere bulaştı mı bırakamıyorsun. FS: Peki, görüntü yönetmeni ne iş yapar? Yunus Emre Karadavut: Setin hazırlanmasından tutun, teknik olan her şeyden görüntü yönetmeni sorumludur. Yönetmen ile görüntü yönetmeninin arasının çok iyi olması gerekir. Tabiri caizse karı koca gibi uyum içerisinde olmaları hem setin işini kolaylaştırır, hem de ortaya daha kaliteli bir iş çıkmasını sağlar. Bizim işimiz biraz ressamlık gibi. Ama kendi kafamızdakini değil, yönetmenin kafasındakini çizmemiz gerekiyor. Bu yüzden bazen çoğu görüntü yönetmeninin kendi istediği gibi bir diziyi ya da filmi çekemediğini düşünüyorum.