Film Studio Dijital Dergi Ağustos 2014 | Page 61

1954’te haftalık ücreti 1500 dolara çıkaran “Dönüşü Olmayan Nehir” (“The River of No Return”) ve “Sahne Aşıkları” (“There’s No Business Like Show Business”) yine sükse yaptı. İlkinde Robert Mitchum ile western sahnesinde karşılaşan Monroe, ikincisinde ‘Annie Get Your Gun’ın şarkısından yola çıkan bir projede, ikinci gerçek müzikalinde kendini yokladı. Heat Wave performansı iz bıraksa da film battı. Monroe’nun “The Girl in Pink Tights” (1953), “How to Very, Very Popular” (1955), “Aşk Uğrunda Katil”in (“The Girl in the Red Velvet Swing”, 1955) çekimlerine katılmaması, stüdyodan uyarı almasını sağladı. Yönetmenlerle anlaşamaması, hastalık bahaneleri üretmesi ve sete geç gelmesiydi bunun sebebi... Ücretinden rahatsız olması ve artık küçük rolleri istememesi bu tatsız durumu doğurmuştu. Oyuncu, stüdyo sisteminin otoriter yapısına karşıydı. 1955’te “Yaz Bekarı”nın (“The Seven Year Itch”) 6 milyon dolar kazandırması, Fox ile aradaki buzları eritti. Yeni kurulan Marilyn Monroe Productions’ın altında 7 yılda çekilecek 4 filmin her biri için 100.000 dolar ve gelirden alınacak yüzde üzerine anlaşıldı. Böylece senarist, yönetmen ve görüntü yönetmenini de ‘reddetme’ yetkisini eline geçirmişti Monroe. “Otobüs Durağı” (“Bus Stop”, 1956) oyuncunun şirketinin ve bu anlaşmanın ilk filmiydi. Hafifmeşrep bir salon şarkıcısını canlandıran Monroe’nun katkısıyla, tutucu ve evlilik delisi Amerikan toplumunun hicvine açılıyordu. Adeta bir ‘screwball komedi’ üzerinde canlanan, gelenekçi rodeo kovboyluğu eleştirisiydi. ÜÇÜNCÜ EVLİLİK VE ALTIN KÜRE GURURU 1956’da Arthur Miller ile evlenen Monroe, 1960’a kadar bu ünlü, tecrübeli tiyatro oyunu yazarıyla birlikteydi. Bir kez daha kendisinden 10 yaş büyük birini bulmuştu. 1957’de “Uyuyan Prens” (“The Prince and the Showgirl”), kibirli bir Avrupa prensi ile Amerikalı şov kızının ilişkisini anlatıyordu. “Marilyn ile Bir Hafta” (“My Week with Marilyn”, 2011) ve ona konu olan Colin Clark imzalı iki kitapta gördüğümüz üzere Olivier ile Monroe’nun çekim aşamasındaki çekişmesiyle anıldı. Belki de oyuncu için en kötü hatırlanacak maceraydı. Bu filmi Warner Bros dağıttı. Olivier’nin burada Monroe’nun lakayt davranışları ve ruhsuzluğu sebebiyle yönetmenliği bırakma kararı aldığı, Monroe’nun ise kendisinden altı yaş küçük set çalışanı Clark ile bir yasak ilişkiye girdiği de biliniyor. 1959’da “Bazıları Sıcak Sever” (“Some Like it Hot”), ‘Komedi-Müzikalde En İyi Film’ dalında Altın Küre’ye aday olurken, bu kategoride ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü de Monroe’ya getirdi. Film daha ziyade Matthau-Lemmon ikilisinin öne çıktığı ‘kılık değiştirme komedisi klasiği’ olarak anılsa dahi Monroe’nun siyah-beyazdaki en kalıcı işi oldu. 1960’da George Cukor ile “Gel Sevişelim”i (“Let’s Make Love”) projelendiren Monroe, 1961’de “Uygunsuzlar”da (“The Misfits”) John Huston ile çalıştı. İlkinde klasik oyuncu kimliğini, ikincisinde Clark Gable’ın yanında ikinci ‘güncel western’ aşkını canlandırdı. 1962’de screwball komedi örneği “My Favorite Wife”ın (1940) yeniden çevrimi “Something’s Got to Give” ile Fox anlaşmasının üçüncü filmine imza atmayı planlayan Monroe, onu bitiremedi. George Cukor, Dean Martin ve Cyd Harrisse’le