Film Studio Dijital Dergi Ağustos 2014 | Page 60

60 SİNEMATELEVİZYONDERGİSİ AĞUSTOS2014 KEREMAKÇA Stanwyck, Claudette Colbert gibi oyuncularla aynı sahneyi paylaşıp çıtayı yükseltti. Sersemletici, titrek ses tonundan belirgin vücut kıvrımlarına, baştan çıkarıcı görünümünden parmak ısırtan duygusal çıkışlarına kadar her şey, bir star ışıltısı yayıyordu. Herkesin arzuladığı seksi kadın, 1952’de “Bir Gecelik Macera”da (“Don’t Bother to Knock”) oynadığı karşı penceredeki bebek bakıcısı rolüyle, Richard Widmark’ın önünde her açıdan gövde gösterisi yapmayı ihmal etmiyordu. Ama 1952’de çıplak fotoğrafları açığa çıkan Monroe, 1953 Aralık’ında Playboy’un Playmate’i seçildi. Bu skandal, oyuncunun kariyerine ne ölçüde zarar verdi bilinmez. Fakat 1953 yılı, daha ziyade CinemaScope teknolojisinin renkli ile kesişmesiyle değerliydi. Oyuncu da üç şeritli ‘Technicolor’ işlemiyle üretilen ikisi tam ekran (1.37:1), biri sinemaskop (2.55:1) çekilmiş üç filmde oynadı. Böylece esas yüzünü ilk kez göstermiş oldu. Hollywood’un dönüşüm, gerçek renkliye geçiş dönemindeki boşluğu iyi değerlendirdi. 1927’de sancılarla sessizden sesliye geçerken önemsenen ‘ses tonu’ iken, artık ‘renkliliğiyle seyirciyi çekebilecek bir mizaç’ idi. Onun modelliğe geçerken yaptığı da büyük oranda buydu: Yapay bir saç boyasıyla herkesi etkilemek. 1953’te Fox’u kurtaran, gişe başarısı yaşatan üç film onun için yükselişi anlatıyordu: “Milyoner Avcıları” (“How To Marry a Millionaire”), “Sarışın Bomba - Erkekler Sarışınları Sever” (“Gentlemen Prefers Blonde”) ve “Niagara”… İlkinde üç kadınlı ‘screwball komedi filmi’nin en çabuk ol taya gelen sarışınını canlandırırken, ikincisinde müzikal platformunda ‘Diamonds Are a Girl’s Best Frien- ds’ şarkısını coşkuyla seslendirirken, üçüncüsünde melodramatik bir kara film üçgeninin içinde şelaleyi arkasına alırken… İster kendini feminist sanan iflah olmaz bir aşık, ister zengin avlayan bir şarkıcı, ister köşeye sıkıştıran bir femme fatale olsun, her şekilde kimliğinin farklı yönlerini sergiledi. Üçüncüsünde kadronun en yüksek ücretini aldı. Baştan çıkarıcı seksiliğinin arkasından çıkan masum sarışın bomba, böylece ‘parçalı ruh hali’ni tamamlıyordu. HOLLYWOOD’DA SÖZ SAHİBİ OLMA YILLARI Monroe’nun stüdyodan aldığı maaş haftada 1250, 1500 dolara kadar çıkmıştı. Ama “Sarışın Bomba – Erkekler Sarışınları Sever”de 18.000 dolara yükselen ücreti, bağımsız çalışan Jane Russell’a göre (100.000) düşüktü. Bu sırada, 1954’te beyzbol oyuncusu Joe DiMaggio ile evlenen kadın yıldızın, bu birlikteliği 1.5 sene sürebildi.