ERMENISTAN REHBERI E-KITAP ERMENİSTAN REHBERİ | Page 88

Ermenistan Rehberi Halepli Ermeniler Ermenistan’ı Baştan Sona Yeniledi Serdar KORUCU, Araştırmacı- Gazeteci Halepli Ermeniler’in yanlarında getirdikleri tek şey Türkçe olmadı elbet. Bir de Batı Ermenistan’da aile büyüklerinin yaptıkları mutfağı taşıdılar Yerevan’a. Ermenistan’a ikinci gidişimdi. Amacım Türki- ye’dekilerin ardından Ermenistan’daki Suriyelile- rin yaşamlarına, hayat hikayelerine ulaşmaktı. Bu kez Türkiye içindeki projelerimden farklı olarak daha spesifik bir konum vardı: Halepli Ermeniler’i bulmak. Öyle ya Ermeni Soykırımı sürecinde, sonrasında “Mayr Kağut” yani “Ana Cemaat” olan bu kesim savaştan en çok etkilenenler arasındaydı. Onların izinde yürürken, Yerevan’ın (benim de daha önce görmediğim) bir yüzü ile karşılaştım. Yaşayan yüzü ile… Hem de cıvıl cıvıl… Bir ülke büyüklüğündeki 18 milyonluk İstanbul’dan bile daha enerjik… Ne mi oldu? İstanbul’un dışarıdan gelen ışığı yansıtan camlı, oksijene hasret klimalı plazaların- da çalışan arkadaşlarım Güney Amerikalı çekir- deklerden öğütülmüş sade filtre kahvelerini içip ayılmaya çalıştıkları saatlerde önlerine Facebook postlarım düştü bazen. Muhteşem kahvaltılarla. Onlar şirketlerinin rutin öğle yemeklerine doğru yola çıkarken benim sayfamda lahmacunlar be- liriyor, akşamları evlerine dönüp şanslılarsa ken- dilerine hazırladıkları bir, iki tabak yemeği yeme- ğe ya da pizza söylemeye hazırlanırken ben çıtır mantılarla poz veriyordum. Gece olunca arkadaşlarım yarın sabah erkenden uyanmak için yataklarına geçerken, Yerevan’ın eğ- lence hayatı yeni başlıyor, mekanlardan fotoğraflarım geliyordu gözlerinin önüne. Üstelik bu fotoğraflarda- ki bazı isimler hiç de yabancı değildi. Sigaralarda Ararat, biralarda Kilikya başı çekiyordu mesela. Kabul, Ermenistan aslında zor bir ülke. İklimi zor bir kere. Bir Kafkas ülkesi sonuçta. Kışın çok soğuk mesela. Kar bacak boyuna kadar geliyor insanın. Yaşamı durduracak gibi geliyor. Daha doğrusu geliyormuş, çünkü ben hala cesaret edip gelemedim. Benim favorim Ermenistan’da “Vosgi Aşun” deni- len “Altın Sonbahar”ın Kasım ayının son demleri ama olsun… Yazlarını söylemeye gerek yok. 88 Her ne kadar İstanbul’da Boğaz’ın etkisiyle yükselen nem nefes aldırmaz hale gelse de, Yerevan için en ideal dönem güneşin bu kadar güçlü olduğu aylar değil. Ermenistan’da yaşam şartları da zor. Ülke ekonomi- si parlak sayılmaz. Yanı başındaki kavgalı komşusu Azerbaycan gibi petrol zengini değil. Bunun sonu- cunda alım gücü yüksek değil. Ayrıca parayı harca- ma şekilleri de farklı. Çünkü post Sovyet bir ülke.Ka- pitalizmin bu topraklara geç girmiş olması nedeniyle Batılı ya da Batı eksenindeki ülkelerden gelenler için burası çok değişik. Nasıl mı? Mesela sadece Ermenistanlıların çalıştığı bir kafeye girdiniz. Sipariş vereceksiniz. Önce garsonu bulabil- meniz gerek. Bu zor bir zanaat. Sonra onun sizi pek de umursamayan bakışlarına çarpıp sabrınızı koru- malı, isteğinizi söyleyebilmeli ve biraz da sabırlı ola- bilmeniz gerekli. Çünkü garson ne zaman isterse, ne zaman uygun görürse o siparişi o zaman getirir. Öyle ya müşterisiniz ama haddinizi bilmeniz gerek! İşte bu bir zamanlar ülkeye hakim olan ve turistleri pek de “tavlayamayacak” hizmet sektörü kırıldı sonunda. Çünkü artık Halepli Ermeniler var. Onların eğlence ve hizmet sektörünü deyimi yerindeyse ele geçirmesi ile Yerevan artık çok daha turistik. Suriye Savaşı ardından nüfusları Ermenistan’ın baş- kentinde nüfusları hızla artan Halepli Ermeniler, bu ülkenin önemli bir parçası. Gelmeden önce de bir par- çasıydılar elbet, dünyanın her yerindeki Ermeni gibi. Fakat artık ulus devletlerinde etkileri çok daha güçlü.