ERMENISTAN REHBERI E-KITAP ERMENİSTAN REHBERİ | Page 39

Erivan’da geçirdiğim bu mutlu yazı tekrar düşün- düğümde hayatın insanı sürükleme kudretine her seferinde yeniden şaşıyorum. Ermenice öğrenmeye doktora yaparken karar vermiştim. Tezim Osmanlı tiyatro edebiyatı hakkındaydı ve Ermenice öğrenmek tezim için büyük fayda sağlayacaktı, zira Osmanlı ti- yatrosunda Ermenilerin emeği başka hiçbir topluluk- la karşılaştırılamayacak kadar büyüktü. Uzun süre, “Ah bir Ermenice kaynakları okuyabilsem” diyip dur- dum kendi kendime. Lakin, bu plânı gerçekleştirmek pek kolay değildi, çünkü dili öğrenecek yer, öğ- retecek kimse yoktu. Sonrasında, şerden doğan hayır diyelim, Hrant Dink katledildi- ğinde, duydum ki Bil- gi Üniversitesi’nde bir grup bir pozitif tepki olmasını umarak Erme- nice öğrenmeye karar vermişler, bunun için hoca arayıp bulmuşlar. Ben de onlara katıldım ve haftada iki saat der- se başladık. Sonrasında hiç beklemediğim şekilde sadece akademik maceramın değil hayatımın en önemli unsurlarından biri haline geldi Ermenice. Dili öğrenmek ve kaynak bulmak için pek çok fark- lı memleketi dolaştım. Seviyem ilerledikçe, her gün yeni bir imkân açıldı önümde. Türkçeye, Baronyan ve Yesayan çevirdim. Ve her geçen gün Ermenicenin aslından öğrendiğim diğer dillerden farklı olduğuna biraz daha çok uyandım. Çünkü o kendi memleke- timin dillerinden biriydi. Yani aslında öğrendiğim bir “yabancı dil” değildi. Sünni-Türk bir Harputlunun akademik kaygılarla çıktığı yolda kendini ve memle- ketini tanıma macerasına kuvvet verecek, onu zen- ginleştirecek ve sonsuza dek değiştirecek bir hazi- neydi. Ermenistan Rehberi Bu rutin içinde çalışmalardan ve arkadaşlardan ar- takalan zamanımda sürekli yürüdüm. Binbir farklı kahvede mola verdim, kitabî Ermenicemle insan- larla konuştum, yüzlerine hallerine kıyafetlerine baktım, sonra tekrar yürüdüm. Şaşırmıştım aslında ilk başta: Erivan hem doğulu hem batılı bir kentti. Üstüne mükemmel ve benzeri zor bulunur bir şe- hir planlamasına sahipti. Hem çok düzenliydi hem de her köşesinde keşfedilecek “şarklı” sürprizlerle doluydu. İşte yü- rümek benim için böyle “kenti oku- ma”nın hem ke- yifli hem verimli yöntemi oldu. Diyebilirim ki, kente bugün duyduğum muhabbetimi yürüyerek te- sis ettim ve güzel yürünü- lebilen şehir- lerin nasıl daha ya- şanılası olduğunu Erivan’da bir kez daha idrak ettim. Bugün bu satırları yazarken geçirdiğim o güzel üç ayı can-ı gönülden özlüyorum. Ve işte 2014’te son durak olarak Erivan’daydım. İlginçtir, Ermenice çalışmaya başlayalı yedi sene olmuştu ama Ermenistan’a ilk defa geliyordum. Bil- miyorum, belki de içten içe çekinmiştim gelmeye. Ama kısa sürede yanıldığımı, kendime itiraf edeme- diğim korkularımın anlamsız olduğunu kavradım. Akademik etkinliklerden tanıdığım dostlarım var- dı önceden şehirde. Onların katkısını söylemeden geçemem, büyük destek vererek yaşamımı kolay- laştırdılar. Ama öte yandan Erivan kendi başına da çok dost bir kentti. Sakinliği, yaşama kolaylığı, hayat doluluğu, tatlı insanları, güzel yemekleri ile insanın rutinininden keyif almasını mümkün kılıyordu. 39