İkincisi ise Khor Virap Manastırı’ndan dönerken yeni
biçilmiş yoncaların kokusunu içime çekerken “Yon-
ca kokuyor” dememle şoförümüzün “Sizde de mi
yonca?” diye İngilizce sormasıyla. Bakalım siz hangi
ortak kelimeler denk gelecek tanıklıklarınıza…
Soğuk Suyu Yeter Erivan’ın
Geniş caddeleri, bulvarları, müzeleri, yeşil parklarıy-
la ferah bir şehir; Erivan. Ortadaki Hükümet Mey-
danı’nın etrafına bir gülün yapraklarının dizilişi gibi
sıralanmış caddeler. Çoğu binanın arka tarafında
geniş avlular yer alıyor. Erivan’ı ziyaret eden gezgin-
lerin çoğu bu avluların ‘şehrin ruhunu, yaşanmışlı-
ğını’ temsil ettiğinde birleşiyor. Şehrin en çok sevdi-
ğim tarafı ise adım başı buz gibi içilebilir suları olan
çeşmeler oldu. Doğrusu sadece bu çeşmeleri ve so-
ğuk suları için bile ziyaret edilmesi gereken bir şe-
hir. Sudan bahsetmişken; Cumhuriyet Meydanı’n-
daki geniş havuzlarda geceleri canlı müzikle birlikte
yapılan ışıklandırma ve gösteriler de çok etkileyici.
Her akşam binlerce Erivanlı meydanda toplanarak
bu gösterileri izliyor.
Geghard, Khor Virap, Eçmiyadzin
İnancın gücünü ve estetiğini tarihten bu yana üzerin-
de taşıyan yapılar, Ermenistan’ın dört bir yanına da-
ğılmış durumda. Bir uçtan diğer uca gitmek gerekiyor
tüm bu yapıları görmek için. Geghard Manastırı sanki
haritanın, yolun sonu gibi bir vadinin son noktasına
inşa edilmiş. Hz. İsa'nın yakalanıp çarmıha gerilme-
sinden sonra ilk Hristiyanlar Erivan'a yaklaşık 50 kilo-
metre uzaklıktaki bu dağlık bölgeye kaçmış. Manas-
tırın ilk hali o vakitler kayalar oyularak inşa edilmiş.
Geghard, İsa'nın ölüp ölmediğini anlamak için vücu-
duna batırılan mızrak ucuna verilen Ermenice isim, o
mızraklardan birinin ucunun da bu manastırda oldu-
ğu sonra Eçmiyadzin'e götürüldüğü söyleniyor.
Ermenistan Rehberi
4. yüzyılda inşa edilen ve UNESCO listesindeki
manastırın içi gerçekten çok etkileyici. Tama-
men kayalar oyularak yapılmış, bazı bölümler
neredeyse hiç aydınlatılmamış, önemli bir özel-
liği de akustiği. Taş işlemelerdeki motif, kabart-
ma ve desenler ile en arka bölümde halen duran
ayazması da görülmeye değer.
Khor Virap ardından Ararat’ın muhteşem silüeti
yükseliyor. Kendisini görmek ise sisli hava se-
bebiyle mümkün olmuyor. Ama sisler içindeki
siluet bile ihtişamını hissettirmeye yetiyor. Derin
kuyu anlamına gelen manastırın tarihi, MS 300
yıllarına dayanıyor ve Ermeniler arasında Hristi-
yanlığı yayan Surp Krikor Lusavoriç’in burada 13
yıl tutsak kaldığı anlatılıyor. Burası aynı zamanda
Ermeniler için hac mekanlarından.
Eçmiyadzin girişindeki Ermenistan’a özgü me-
zar taşlarıyla (haçkar) karşılıyor ziyaretçilerini.
Özgün bir Ermeni sanatı olan bu mezar taşları
ve süslemeleri kadim bir kültürün bekçileri gibi
yükseliyorlar.
Eçmiyadzin, Hristiyanlığı devlet dini olarak kabul
eden ilk topluluk olan Ermeniler'in devlet tara-
fından yapılan ilk kilisesi. Şöyle bir anlatısı var.
Hz. İsa Surp Krikor'un rüyasına girmiş altın bir
çekici yere vurarak oraya bir ibadethane inşa
edilmesini istemiş. Bunun üzerine 301'de kilise
inşa edilmiş. Eçmiyadzin 'tanrının tek oğlu yere
indi' anlamına geliyor. Tüm Ermeniler Katoliko-
su'nun makamı da burada ayrıca yeni kilise, ka-
tedral ve anıtlarla bir kompleks haline getirilmiş.
Tarihi mekanları gezerken geçtiğiniz köylere,
yol kenarındaki dinlenme noktalarına uğramayı
ihmal etmeyin. Kültürün ortaklığını tanıklıklarla
hissedebileceğiniz molalar olacak çünkü bu zi-
yaretler.
131