Ekonomik Denge MART-NISAN 2016 | Page 55

Haber « ed Maastricht Kriterleri neler? • Birlik içinde en düşük enflasyona sahip (yani en iyi performansı gösteren) üç ülkenin yıllık enflasyon oranları ortalaması ile ilgili üye ülke enflasyon oranı arasındaki fark 1.5 puanı geçmemeli. • Üye ülkenin devlet borçlarının GSYH’sine oranı, yüzde 60’ı aşmamalı. • Üye ülkenin bütçe açığının GSYH’sine oranı, yüzde 3’ten fazla olmamalı. • Herhangi bir üye ülkede uygulanan uzun vadeli faiz oranları, 12 aylık dönem itibariyle fiyat istikrarı alanında en iyi performans gösteren 3 ülkenin faiz oranını 2 puandan fazla aşmamalı. • Son 2 yıl itibariyle üye ülke parası diğer üye ülke parası karşısında devalüe edilmemeli. kası’nın bağımsızlığı kapsamında öngörülen meclis üyelerinin 3 yıl olan görev sürelerinin 5 yıla çıkarılması konusunda da sorun olmadığını açıklayan Şimşek’e göre, faiz kararı veren komite üyelerinin, yani Para Kredi Koordinosyun Kurulu üyelerinin görev sürelerinin 5 yıl olması nedeniyle bu noktada zorluk yaşanmayacak. Ekonomik ve Parasal Politika Faslı’na ilişkin gelişmeler, beklentiler • 17’nci fasla ilişkin müktesebat, temel olarak; Üye devletlerin merkez bankalarının bağımsızlığı, kamu sektörünün mer- AB süreci canlandı İlgili faslın açılma aşamasında görüşlerini dile getiren Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in şu sözleri, biraz da bundan sonraki Türkiye-AB ilişkilerine ışık tutuyor: “AB’ye üye olmak yetmiyor, aynı zamanda Avro’nun para birimi olarak kabul edilmesi gerekiyor. Daha önce Fransa bu faslı veto etmişti. Şimdi bu faslın açılması çok güçlü bir mesaj içeriyor. Çünkü bu faslın açılması, Türkiye’nin makrofinansal istikrar anlamında gerekli yeter koşulları yerine getirdiğini anlatıyor. Bu fasıl aslında; her şeyiyle çalışan bir piyasa ekonomisi, onun ötesinde uygulamaları, politika çerçevesi ve kurumsal altyapısı, kalitesi itibarıyla AB'ye en yakın olduğumuz fasıllardan bir tanesi. Dolayısıyla Merkez Bankası’na ilişkin tartışmaların artık son bulması lazım. Merkez Bankası’nın temel görevi fiyat istikrarıdır. Fiyat istikrarı Türkiye için olmazsa olmazdır. Çünkü fiyat istikrarı olunca Türkiye büyüme potansiyelini artırabilir. Onun sayesinde Türkiye kalıcı refah artışı sağlayabilir. Fiyat istikrarına ilaveten en yaygın şekilde makrofinansal istikrar var. Bunun içinde büyüme de var, cari açık kaygısı vs. bütün konular var. Dolayısıyla bizdeki uygulama da kurumsal altyapı da aslında çok farklı değil. AB süreci şu anda canlanmıştır.” Bardağın dolu tarafı! Ekonomik ve Parasal Politika Faslı’nın müzakereye açılmasının müzakere sürecine ivme kazandırması ve Türkiye’nin ekonomi alanında elini güçlendirmesi bekleniyor. Ayrıca, Türkiye için ekonomik ve mali istikrarın sürdürülebilmesinin bu sayede mümkün olabileceği ve bunun büyüme ve refahın artmasına hizmet edeceğini umanlar çok fazla… Bu noktada, Türkiye-AB ticari ilişkilerini gözden geçirmek gerekiyor. Türkiye’nin dış ticaretinde AB’nin payı 2014 itibarıyla yüzde 40’tan fazla. Aynı zamanda AB, Türkiye’nin en büyük doğrudan yabancı yatırım kaynağı. 2014’te AB’nin Türkiye’deki doğrudan yabancı yatırımlar içindeki payı, yüzde 56. Faslın açılmasıyla bu ilişkilerin daha da güçleneceği ve uluslararası piyasalarda Türkiye’nin risk priminin azalacağı konusundaki beklentileri de hatırlamakta yarar var. kez bankaları tarafından doğrudan finansmanının yasaklanması ve kamu kesiminin finansal kurumlara imtiyazlı erişiminin önlenmesi konularını kapsıyor. • 17’inci fasıl, geçmişte eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin “üyelikle doğrudan ilişkili olduğu” gerekçesiyle Fransa tarafından müzakereye açılması engellenen beş fasıldan biri idi. • Türkiye açısından Ekonomik ve Parasal Politika Faslı’nın müzakereye açılması, öncelikle müzakere sürecinin canlandırılması ve sürece ivme kazandırılması açısından önemli bir adım. • AB’nin ekonomik ve mali kurallarına uyum hedefi, ekonomik ve mali istikrarın sağlanması ve sürdürülebilir hale gelmesini sağlayacak. • Ekonomik ve Parasal Politika kapsamında üye devletlerin ekonomi politikalarında eşgüdüm sağlamaları ve İstikrar ve Büyüme Paktı’nın mali gözetim kurallarına tabi olmaları bekleniyor. • Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ilerleme raporlarında Türkiye’nin Ekonomik ve Parasal Politika alanında kısmen hazırlıklı olduğu belirtilerek Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ilkesi ve kamu sektörünün finansal kuruluşlara imtiyazlı erişiminin engellenmesi ilkesine ilişkin birtakım uyumsuzluklar üzerinde duruluyor. | ekonomik denge | 53