Haber
Ama en önce AB ile ilişkiler yeniden canlandığı için, Türkiye’nin risk priminin düşeceğini öngörenlerin sayısı hiç az değil.
Yani bu fasıl, vatandaşla beraber özel sektöre de rahatlık sağlayacak. Düşük faiz ile
birlikte, sektörlerin yatırım ve ihracatta
adım atmaları kolaylaşacak. En önemlisi de, ekonomik iklim açısından belirsizlikler asgariye inecek.
Avantajlar, dezavantajlar
Genel bir değerlendirme yapılacak olursa; Türkiye, bu fasla kısmen hazır sayılır. Ama Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, kamu sektörünün finansal kuruluşlara imtiyazlı erişiminin engellenmesi gibi
kriterlerin, AB ile uyumsuzluğun baş aktörleri sayıldığını unutmamak gerekiyor.
Türkiye, bu fasla kısmen
hazır sayılır. Ama Merkez
Bankası’nın bağımsızlığı,
kamu sektörünün finansal
kuruluşlara imtiyazlı
erişiminin engellenmesi
gibi kriterlerin, AB ile
uyumsuzluğun baş
aktörleri sayıldığını
unutmamak gerekiyor.
Bu noktada asıl önemli olan, faslın kapanış kriterleri. Burada da Maastrich Kriterleri’nin dışında Merkez Bankası’nın
bağımsızlığının öne çıkması dikkat çekiyor. 17’nci faslın kapanış kriterinde;
« ed
TCMB Meclis Üyeleri’nin sürelerinin
uzatılması, enflasyon hedefini sadece
Merkez Bankası’nın belirlemesi şartları
yer alıyor.
Genel olarak AB politikası
Bu fasıl kapsamında Avrupa Birliği’nin
ekonomi politikası genel olarak şu unsurları kapsıyor:
“Serbest rekabete dayanan açık piyasa
ekonomisi prensibi temelinde rekabet gücünün arttırılması, inovasyonun teşviki,
sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması,
büyüme ve istihdamın arttırılması gibi ortak hedefler doğrultusunda üye ülkelerin
ekonomi politikalarının uyumlaştırılması.”
İşte bu genel konuların en önemli referansları Maastricht ve Kopengag Kriterleri.
Kriterler
O zaman Maastricht Kriterleri’ne göz
atalım:
Buna göre; üye devletlerin yıllık bazda,
enflasyon oranı, kamu açığının GSYİH’ye
oranı, kamu borç stokunun GSYİH’ye
oranı ve faiz oranı verilerinin belirlenmiş
limitleri geçmemesi gerekiyor.
Ekonomik ve parasal politika çerçevesinde
Türkiye’nin tek para birimi Avro’ya geçmesi de üyelik tarihi sonrasında Maastricht Kriterleri’ni karşılaması ile mümkün olacak.
Türkiye kısmen hazır
Türkiye aslında bu fasıl bağlamında, ilgili
mevzuatı uygulayabilecek ve mevzuattan
kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirebilecek organizasyonel altyapıya, insan kaynağına ve kurumsal çerçeveye sahip bulunuyor. Çünkü genel olarak, ekonomik ve parasal politika alanında Türkiye’nin AB Müktesebatı’na uyumu ileri düzeyde.
Bunun en önemli nedeni 2001 krizi.
Özellikle 2001 yılında Türkiye’de yaşanan
ekonomik kriz sonrasında hayata geçirilen kapsamlı reformlar, Türkiye’nin kurumsal altyapısının uluslararası normlar
düzeyine çekilmesi konusunda çok büyük
| ekonomik denge | 51