Ekonomik Denge AGUSTOS-EYLÜL 2016 | Page 59

Dünyaya Açılanlar « ed Bize IC Terra’nın kuruluş öyküsünü anlatır mısınız? ICTerra ismiyle yolculuğumuz 2013 yılının Mart ayında başlasa da, IC Terra’nın geçmişi 1991’e dayanıyor. 1991 yılında, çok uluslu bir firmanın AR-GE departmanı olarak yolculuğumuza başladık. Ben de bu AR-GE departmanının ilk personellerinden birisiydim. 1991 yılından itibaren bu yabancı firmanın, telekomünikasyon alanında Türkiye’deki ihtiyaçlarına cevap veren yazılım geliştirme faaliyetlerini sürdürdük. 2000’li yılların başında da yine aynı firmanın global ölçekte AR-GE yapan merkezlerinden biri haline geldik. Bu departmanın çeşitli kademelerinde görev yaptım ve 2013 yılında yönetimi devralarak sahibi ve tek hissedarı haline geldim. Firmamıza IC Terra ismini verdik ve Türkiye’ye yüzde 100 yerli, KOBİ ölçeğinde, uluslararası alanda da iş yapan bir firma kazandırmış olduk. 2013 yılında 90 kişilik olan kadromuz, şu an 175 kişiden oluşuyor. Bugün de tamamen yazılım mühendisliğine odaklanmış bir firma olarak hayatımızı sürdürüyoruz. En önemli dönüm noktalarınız neler oldu? Nasıl sorunlar yaşadınız? ICTerra’nın en önemli dönüm noktası aslında tabii ki 2013 yılında yaşadığımız yapısal değişiklik ve bunun sonucunda yerli bir firma haline gelmemiz. Bununla beraber, uluslararası bir firmanın Türkiye’deki alt yüklenicisi olduk. Uluslararası bir firmanın alt yüklenicisi olabilmek, AR-GE faaliyetleriyle uluslararası bir firmaya destek verebilmek bence son derece ayrıcalıklı bir durum. Önemli konulardan bir tanesi de, IC Terra olduktan sonra biz, Türkiye’deki ve dünyadaki marketi inceleyip hangi alanlarda yazılım mühendisliğinin daha değerli ve daha aranan bir noktada olduğunu tespit etmeye çalıştık. Bu konuda yaşadığımız önemli sorunlardan bir tanesi, Türkiye’nin yazılım ihtiyacı, yazılım pazarı hakkında çok net verileri bulmanın son derece güç olmasıydı. Bu “Türkiye’nin ‘Biz de varız’ mottosunu oluşturması gerekiyor” | ekonomik denge | 57