EKO PRESTİJ "...Prestij Meselesi" EKO PRESTİJ "...Prestij Meselesi" | Page 61

orantılıdır. Ancak şurası kesindir ki ülkenin üretim, ihracat, ithalat dengelerini bozması ve bunların tetiklemesi ile enflasyon, büyüme, cari açık, ödemeler dengesi, devlet borçlanması gibi makro ekonomik sıkıntıların ortaya çıkmasını sağlayan depremler üretim bölgelerinde yani sanayi bölgelerinde meydana gelen depremlerdir. Bu nedenle sanayi yoğunluğunun bulunduğu bir bölgeyi kapsayan alanda gerçekleşen deprem sonrasında başta kimya, petrokimya, tekstil, otomotiv, kozmetik, mobilya gibi sektörler olmak üzere deprem bölgesinde yer alan tüm sanayi tesisleri ve buna bağlı sektörler depremden etkilenmekte. Örneğin 1999 Körfez Depreminde yukarıda saydığımız sektörlerden pek çok firmanın üretim tesisi depremin etki alanındaydı ve zarar gördü, Japonya'da ise son yaşanan depremde otomotiv ve teknoloji devi firmaların üretim tesislerinde yaşanan hasar ciddi boyutlara ulaştı. Tabii depremin kısa vadeli şoku atlatıldıktan sonra bazı sektörlerde ise ciddi bir hareketlenme yaşanmakta. Bu sektörlerin başında inşaaat sektörügelirken, çimento, demir-çelik, inşaat ürünleri,beyaz eyşa, ev tekstili,konfeksiyon, mobilya,elektronik ve otomotiv sektörlerinde de deprem sonrası önemli bir canlılık yaşanmakta, bu da ül- kede tüketimin artışı ile birlikte reel sektöre olumlu katkı yapmaktadır. JAPONYA DEPREMİNİN EKONOMİK ÖNEMİ... Japonya'da 2012’de yaşanan büyük depremin insani yanı elbette önemliydi ancak olaya ekonomik boyuttan baktığımızda bu depremin Dünya'yı diğer depremlerden daha fazla ilgilendirmesinin en önemli sebebi Japonya'nın bir sanayi devi olarak Dünya'nın 3. büyük ekonomisi konumunda bulunması olmuştu. İşte tam da bu noktada depremin olduğu günlerde tüm Dünya finans piyasalarının başlıca gündem maddesi Japonya'da yaşanan depremin Dünya'da yeni bir küresel mali krizi tetikleyip tetiklemeyeceğini olmuştu… Hatırlanacağı gibi Japonya'da 1995 yılında meydana gelen Kobe Depremi 132 milyar dolar zarara mal olmuş, deprem sonrasında Kobe adeta yeni baştan yaratılmıştı. Kobe Japonya'nın en büyük ticari liman kentlerinden birisi olması sebebi ile bu denli bir zarara sebep olsa da 2012’de yaşanan depremin bilançosu da hiç hafif değil. Uzmanlar en iyimser tahminle Japonya'nın bu deprem sonrasında zararının 3040 milyar doları bulduğunu söylüyorlar ki bu da 2011 yılında Dünya'nın 2. büyük ekonomisi unvanını Çin'e kaptıran ve ağır borç yükü ile boğuşan Japonya'nın bu dönemde karşı karşıya kaldığı ekonomik sıkıntıların temel faktörü olarak karşımıza çıkıyor. Japonya'da borsa da depremden oldukça kötü etkilendi. Nikkei endeksi depremden sonra son 4 ayın en düşük seviyesine geriledi.. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Japon ekonomisinin bu hasarı telafi edebilecek güçte olduğunu söyleyerek, Japonya'nın uluslararası kredi notunun düşmeyeceğini açıklaması bu dönemde belki de Japonya adına tek sevindirici gelişme olmuştu. Yatırım uzmanı Shinichi İchikawa’ya göre, bütün ülke gelişmelerden etkilendi. İchikawa deprem sonrasını değerlendirirken “Depremin etkileri yayılıyor. Sadece ülkenin kuzeydoğusunda değil Tokyo’da da hissediliyor. Tokyo’nun altyapısı bundan etkilendi. Dolayısıyla depremin ekonomik maliyetini şimdiden hesaplamak çok zor." şeklinde konuşmuştu. Japonya'nın önde gelen ekonomistlerinden Takuji Okubo ise Japonya gibi sanayi üretimine endeksli ekonomilerde bu tür üretim aksaklıklarının ciddi etkileri olduğunu sölemişti. Okubo "En büyük risk enerji konusunda. Eğer Japonya önümüzdeki bir yıl içinde enerji üretimini yüzde 10’la 20 arasında kaybederse bu ekonomiyi son derece olum- ŞUBAT/MART 2016 61