EKO PRESTİJ "...Prestij Meselesi" EKO PRESTİJ "...Prestij Meselesi" | Page 40

Ankara‟nın başkent, yani karar merkezi olması söylenebilir. Türk müteahhitlerinin demiryolu inşası ile başlayan büyüme ve gelişme serüvenini 3 ana tarihsel döneme ayırmak mümkündür… 1923-1927 yılları Türk müteahhitler için ihale kazanmış yabancı firmalar için taşeronluk hizmeti gerçekleştirdikleri dönemi kapsamaktadır. Bu dönem Türk müteahhitlerinin hem ilk sermaye birikimlerini gerçekleştirmeleri hem de büyük projelerde deneyim kazanmaları bakımından oldukça önemlidir. 2. dönem ise finansman sağlayabilen Türk müteahhitlere ihale verilerek asıl yüklenici sorumluluğunun verilmeye başlandığı 19271933 yılları arasıdır. Ancak belirtmekte fayda vardır ki bu dönemde Türk müteahhitler oldukça düşük kar marjları ile çalışmışlardır. Son dönem ise yatırımların iç borçlanma ile finanse edildiği 1934 sonrası dönemdir ki bu tarihten sonra Türk müteahhitler piyasaya tamamen hakim olmuşlardır. Kısaca, 1923-1948 yılları arasında yabancı müteahhitlik firmalarına taşeronluk yapan Türk firmalarının inşa ettiği hatlar dikkate alınmazsa, demiryolu hatlarının 1.778 kilometresi Türk müteahhitlerince inşa edilirken 1.296 kilometresi yabancı müteahhitlerce inşa edilmiştir. Demiryolları kadar önemli olan bir diğer proje ise Büyük Su Projesi idi. Bu, sadece sulama projesi değildi. Bataklıkların kurutularak yeni tarım alanları açılması ve ülkenin başındaki büyük bir belaya, sıtmaya karşı yapılacak mücadelenin de başlatılması anlamını taşıyordu. 1929 Nafıa Programı çerçevesinde Sular Umum Müdürlüğü kuruldu. Daha sonra kurulacak Devlet Su İşleri‟nin temeli olan ve büyük müteahhitliğin gelişiminin yollarını açan yatırımların yöneticisi olan bu kuruluşa 1929‟da, on iki yıl içinde sarf edilmek üzere 100 milyon liralık bir tahsisat ayrılmıştı. Su projelerinin finansmanı için 1938 yılından itibaren iç borçlanma yoluna da gidildi. Kapitalist kalkınmanın temel bileşenlerinden biri olan ulaşımın yanında ortaya çıkan bir başka bileşen de ülke ekonomisinin temeli olma özelliğini sürdüren tarımsal üretimin geliştirilmesi oldu. Bu bileşenin konumuz açısından bir başka önemi de, inşaat müteahhitliği sektörünü besleyen ana damarlardan biri olmasıdır. 1930 yılından başlayarak büyük baraj projeleri de su projelerinin içinde yer aldı; ama 1950 öncesinde bunlardan ancak üçü gerçekleştirilebilmişti. Bunlardan ilki, 1930-1935 yılları arasında inşa edilen Çubuk Barajı‟ydı. Teknik olarak Alman uzmanların kontrol ettiği inşaatın müteahhidi, Yüksek Mühendis Mektebi‟nden 1920 yılında mezun olmuş olan Tahsin İbrahim Bey‟di. Diğer iki baraj ise, “sulama ve taşkın kontrolü” amacıyla planla- 40 ŞUBAT/MART 2016 nan Gölbaşı ve Gebere barajlarıydı. TÜRK İNŞAAT SEKTÖRÜNDE 1951-1960 ARASI DÖNEM… Türkiye’nin 18 Şubat 1952’de NATO’ya resmen üye olması, Türk inşaat sektörünün en önemli kilometre taşlarından birisi olmuş ve büyük müteahhitlik firmalarının doğuşuna ve gelişmesine zemin hazırlamıştır. 2 Temmuz 1953‟de, Türkiye’de büyük müteahhitliğin gelişme tarihinde son derece kritik bir öneme sahip olan “Kuzey Atlantik Andlaşması Teşkilatı Müşterek Enfrastrüktür Programı Gereğince Türkiye’de Yapılacak İnşa Ve Tesis İşlerine Dair Kanun” yayınlandı. Bu kanun h