EKO PRESTİJ: Nedir bu STK? Ve neden bu denli önem kazandı?
VELİ SARITOPRAK: 21. yüzyıl artık
sivil toplum kuruluşlarının çağa damgasını vuracağı yüzyıl olacaktır. Bundan böyle
STK veya NQO kelimesini daha sık duyacaksınız. Gönüllü kuruluşlar ( NQO) dediğimiz sivil toplum kuruluşlarının çalışma
ve aktivitelerinden haberdar olacaksınız. Sivil toplum kuruluşları kavramını açıklamadan önce size çağdaş demokrasilerden kısaca bahsedeyim. Çağdaş demokrasilerde 5
güç (erk ) ve 3 sektör vardır. Önce 5 gücü
sayalım.
•
Yasama
•
Yürütme
•
Yargı
•
Medya
•
Sivil toplum
Yasama, yürütme ve bağımsız yargı parlamenter sistemi oluşturur. Kısaca bu 3 erkin (gücün) oluşturduğu yapıya klasik demokrasi denir. Yasamayı meclis, yürütmeyi
hükümet, yargıyı da bağımsız mahkemeler
temsil eder. Yazılı ve görsel basına da Medya denildiğini biliyorsunuz.
5. ve en önemli güç de sivil toplum kuruluşları denilen dernek, cemiyet, vakıf ,birlik, federasyon, konfederasyon, platform ve
insiyatiflerdir.
İşte çağdaş demokrasileri bu 5 güç yönetir ve yönlend irir. Sivil toplum kuruluşları
çağdaş demokrasinin olmazsa olmazlarıdır
ve diğer 4 erk kadar önemli ve etkendirler.
Yine çağdaş demokrasi kavramına dönersek
çağdaş demokrasiler 3 sektör üzerine oturmuşlardır.
İlki, tüm çalışanları genel veya katma
bütçeler ile belediyeler ve diğer kamu bütçelerine bağlı kamu hizmeti görevlilerinden
oluşan birinci sektördür. Bu sektöre KAMU
SEKTÖRÜ denir.
İkinci sektör kar amaçlı ÖZEL SEKTÖR dür. Devletin ekonomik gücünü asıl bu
sektör oluşturur. Ticaret ve sanayi odaları,
borsalar, işçi ve işveren sendikaları, federasyonları ve konfederasyonları ikinci sektörün
( Özel Sektörün ) kuruluşlarıdır.
Üçüncüsü ise vatandaşların kar amacı gütmeksizin gönüllü olarak kamu görevlerine katılımını sağlayan dernek, cemiyet,
vakıf, birlik, hareket , grup ve platformlardır. Bu sektöre 3. sektör, Gönüllü Kuruluşlar
Sektörü, Sivil Toplum Kuruluşları Sektörü ,
vatandaşlar sektörü gibi isimler verilmektedir. Batıdaki adı Nongovernmental Organizations dur.( NQO) veya ENCIO diye okunur.
EKO PRESTİJ: STK olmanın olmazsa
olmazları neler?
VELİ SARITOPRAK : Halkın bir kesiminin veya bir grubun ( meslek veya çalışma grubu) kendi iradeleri ile gönüllü olarak
20
ŞUBAT/MART 2016
bir araya gelmeleri şarttır. Örnekler: İnşaat
malzemesi Satıcıları Derneği, Erzurumlular
Dayanışma Vakfı, Genç Girişimciler Derneği, Ankara İşkadınları Derneği, Başkent
Üniversitesi Mezunlar Derneği.
İkinci önemli özellik ise hiçbir hiyerarşi içinde yer almamalarıdır. Yönetimleri ve
denetimleri devletin veya içteki veya dıştaki herhangi bir kuruluşun güdümünde olmamalıdır.
Sivil toplum kuruluşu, yöneticilerini ve
deneticilerini kendisi seçmeli, kendisi göreve getirmeli ve kendisi görevden almalıdır. Keza kendi öz kaynakları ile (aidat, bağış, faaliyet geliri ) ayakta kalmalıdır. Ve en
önemlisi herhangi bir konu veya hizmet alanında Türk halkının birliğine, dirliğine, düzenine, refahına, eğitimine, sağlığına ve
kültürüne yönelik çalışmalı ve çözüm üretmelidirler. Yani karşılıksız hizmet üretmelidirler.
EKO PRESTİJ: Vakıf ve dernek farkı
neler?
VELİ SARITOPRAK: Vatandaşların
gönüllü olarak kamu görevlilerine mal varlığı ile katılımını kurumlaştıran örgüt VAKIF tır. Düşünce ve emek olarak katılımını
örgütleyen ise DERNEK tir.
Vakıf daha çok parasal, dernek ise düşünsel düzeyde faaliyet gösterir. İnsanlar
dernek çalışmalarına düşünce üreterek veya
emek harcayarak iştirak ederler. Vakıfta ise
bir amacın bir hizmetin gerçekleşmesi için
ya para yada gayrimenkul vakfedilir.
Özetle üçüncü sektör; vatandaşların mal
varlığını, dinamizmini, etkinliğini ve yaratıcılığını gönüllü olarak kamu hizmetlerine
yönlendiren sektördür.
STK’lar özellikle sel, deprem, yangın
gibi afetlerde imkanları ölçüsünde devletin yanında hizmete koşarlar. Devletin sağlık, eğitim ve çevre çalışmalarına katılırlar.
Daha çok burs ve eğitim yardımları ile seslerini duyururlar. STK’lar devletin en büyük
yardımcısıdırlar. Devletin yanında yardıma
ve hizmete koşarlar.
EKO PRESTİJ: Türkiye’de ve dünyada sivil toplumculuk nasıl?
VELİ SARITOPRAK: Maalesef Türkiye ve Türk toplumu sivil toplumculukta sınıfta kalmıştır. Türk toplumu çoğulculuk ve
katılımcılıkta çok zayıftır. Türk insanı sorumluluk almak istemiyor.
Nemelazımcı ve her şeyi karşıdan bekliyor. Parmağını taşın altına sokmuyor. Gönüllü kuruluşlara karşı gönülsüz. Türkiye’de 2016 yılı Ocak ayı istatistiklerine göre
188.000’e yakın dernek,5000 civarında vakıf var.
Aşağı yukarı her 1000 kişiye bir dernek
düşüyor. Bu derneklerin çoğu da tabela derneği. İsmi var cismi yok. Üyesi olmağa çalıştığımız AB üyesi ülkelerden Almanya 2,5