yasal düzeni ve kuralları 25 üyeden oluşan bir
icra komitesi tarafından konulur. Başkan, icra
ve yönetimin başı olup, dışa karşı borsayı temsil eder ve yönetir. Ayrıca borsanın menkul değer listesi, kamu ilişkileri ve üye firmalar gibi
departmanları mevcuttur. Bu departmanlar
başkana bağlıdır.
OSMANLI DÖNEMİNDE BORSA…
Ülkemizde borsanın geçmişi ise aslında
Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanmaktadır.
Ancak burada şöyle ilginç bir tespit yapmakta fayda var. Dünya genelinde borsalar piyasaların isteklerine cevap vermek adına bir
“ihtiyaç”tan kaynaklı olarak doğar ve gelişirken, Osmanlı’da borsa yaşanan mali krizler ve
özellikle Galata Bankerleri ile girilen borç ilişkileri sonrasında adeta “zorunlu” olarak hayata geçmiştir.
Özellikle Kırım Savaşı sonrası ekonomisi bozulan Osmanlı İmparatorluğu 17,18 ve
19. yüzyıllarda art arda gelen mali problemler ile uğraşırken, Avrupalı sermayedarlar için
ise Osmanlı artık iştah kabartan bir pazar olmaya başlamıştı.
Bu arada Osmanlı devletinin dışarıdan
borç almadan önce kendi iç dinamiklerini kullanarak mali sıkıntılarını aşma stratejisini izlemesi ve bu noktada sermaye birikimi olan gayrimüslim tebaasından yararlanması, zamanla
bu gayrimüslim tebaanın finans ve kredi konularında uzmanlaşmalarını hatta Avrupalı
sermayedarlar ile kurdukları ilişkiler sonrası
1840’lı yıllarda artık büyük sermayedar pozisyonuna gelmelerini sağlamış, ortaya “Galata
Bankerleri” kavramı çıkmıştır.
Padişahın, şehzadelerin ve önemli devlet
adamlarının şahsi servetlerini de yöneten Galata Bankerleri’nin gücü 19. yüzyıl ortasında
zirveye çıkarken Galata Bankerleri ilk bankalarını da kurmuşlardır. Galata Bankerleri sağladıkları nüfuz ile İstanbul’daki poliçe piyasasının da tek hakimi konumuna gelmişlerdir.
Osmanlı’da Tahvilât Borsası’nın kurulması ve gelişmesi, Galata’da faaliyet gösteren azınlıkların ticarî faaliyetleri sayesinde olmuştur. Osmanlı Devleti’nde Rum, Ermeni ve
Yahudi tüccarlar, özellikle İstanbul Galata’da
bankerlik yaparak, para işlemlerinin yönünü
belirlemişlerdir.
Osmanlı Devleti’nde borsanın kurulmasını
zorlayan en önemli etmenlerden birisi, Avrupa
borsalarının gösterdiği hızlı gelişmedir. Avrupa’da sanayi devrimi sonrasında hızla gelişen
ticaret, şirketleşmeyi beraberinde getirmiştir. Peşpeşe kurulan anonim şirketlerin çıkardığı hisse senedi ve tahvillerin, sarraflar aracılığıyla imparatorluğun merkezi ve önemli
şehirlerinde dolaşması ve alınıp-satılması bir
yana, Kırım Savaşı ile birlikte dış piyasalardan
sağlanan borçların tahvillerinin Avrupa’nın
önemli piyasalarında kota edilmesi, Osmanlı’da borsanın kurulmasını tetiklemiştir.
Osmanlı’da menkul kıymet ticareti niteliği
taşıyan işlemler, Tanzimat sonrası başlamıştır.
1854 Kırım Savaşı esnasında yapılan dış borçlanmalara ait olan tahvillerin yaygın şekilde el
değiştirmesi, borsa faaliyetlerine zemin hazırlamıştır. Galata bankerleri, 1864 yılında resmi olmayan bir para ve tahvilat borsası işlevi görecek dernek kurmuşlar, Galata’da önce
Havyar Han’da daha sonra da Komisyon Han
(Konsolid Han)’da faaliyet göstermişlerdir.
Yani; Galata Borsası, Rum bankerlerin İstanbul’da “sefurya” adını verdikleri bir esnaf
loncası olarak örgütlenmiş ve bu loncaya ait
nizamname ile yönetilmeye ve işlevlerini yürütmeye başlamıştır.
OSMANLI’DA İLK RESMİ BORSA
KURULUYOR…
1866 yılında çıkarılan bir kararname ile
Fransız borsa sistemine benzer İstanbul’da
ilk resmi borsa “Dersaadet Tahvilât Borsası”
adıyla açılmıştır. Bu borsanın kontrolünü sağlamak için Maliye Nezareti’nce Abidin Bey
(daha sonra Paşa) adlı bir komiser atanmış ve
20 kişilik bir yönetim komitesi oluşturulmuştur.
Ayrıca Komiser Abidin Bey’in yanına borsanın emniyet işlerini yürütmek üzere yeterli miktarda zaptiye neferleri ile küçük rütbeli bir zabitin bulundurulması amacıyla Maliye
Nezareti’nden Zaptiye Nezareti’ne bir tezkere yazılmıştır.
1867 yılında çoğu Rum olan borsa abonelerinin oy birliği ile yaptıkları tüzük, borsa işlemleri ve bu işlemleri yapanlarla ilgili birçok
esasları belirlemiştir.
1867 yılında çoğu Rum olan borsa abonelerinin oy birliği ile yaptıkları tüzük, borsa işlemleri ve bu işlemleri yapanlarla ilgili birçok
esasları belirlemiştir.
Galata Borsası, 1874 yılında çıkarılan bir
nizamname ile zabt u rabt altına alınmaya başlandı. Özellikle konsolid ve hava oyunları ile
birçok insanın kandırılması ve mağdur duruma düşürülmesi, borsa üzerinde hükümet denetiminin kurulmasını zorunlu hale getirmiştir
Kasım 1873 tarihli bir vesikada Borsa’nın
devlet denetimi altına alınması gereği, “beyâna muhtac olmadığı üzre Devlet-i Aliyye’nin
eshâm ve tahvîlâtıyla sa’ir senedât-ı resmînin
bey‘ u şirâsı mu‘âmelâtı borsa nâmıyla Galata’da bir mahall-i mahsûsda deverân itmekde oldığı halde işbu borsa her nasılsa şimdiye kadar saltanat-ı seniyyenin taht-ı nüfûz ve
nezâretine ve ne de usûl-ı emniye ve mahfûza dâ’iresine alınmayarak bir mesâğ-ı gayr-i
mahdûd ile pek ziyâde serbest bırakılmasıyla eshâm ve tahvîlât-ı mezkûrenin kıymet ve
ahz u i‘tâlarınca cereyân iden fesedât ve igtişâşât sebebiyle hazîne-i celîle mâlen ve i‘tibâren lâ-yenkati‘ zarar ve sekenelere ve halk
dahi hasarlara uğramakda” olduğu şeklinde
ifade edilmektedir.
Yine belgede, esham ve tahvilatın alım satımının yapıldığı devletlerde borsaların hükümetlerin gözetiminde olduğu hatırlatıldıktan
sonra, borsanın denetiminin ve asayişinin hükümete ve ilgili bakanlıklara verilmesi, teftişin ise bir komiser tayin olunmak suretiyle ifa
edilmesi vb. gibi hususların yer aldığı bir nizamnamenin hazırlanması amacıyla muteber
sarraf, tüccar ve bankerlerden mürekkep genel
bir komisyonun olu