EBK | Page 22

Nöbetler ve Epilepsiyi Tanımak : Patofizyolojik Açıdan Görüşler

Nöbetler ve Epilepsiyi Tanımak : Patofizyolojik Açıdan Görüşler

1

Carl E . Stafstrom Pediatric Neurology Section , University of Wisconsin , Madison , WI , USA
Çeviri : Dr . Oğuz Osman ERDİNÇ
Giriş
Bu bölümde nöbetler ve epilepsi hakkında nöbetlerin oluşması ve altta yatan ve epileptik olmayan diğer paroksismal olaylardan patofizyolojik mekanizmalar yönünden farklarını vurgulayarak kısa bir genel bakış yapılmaktadır . Farklı derlemelerde epilepsi patofizyolojisi hakkında detaylı bilgilere ulaşılabilir . Nöbetlerin yönetimi ile ilgili bu kitapta bu konuya iki önemli neden dolayısıyla yer verilmiştir . İlk olarak antiepileptik ilaç ( AEİ ) seçiminde nöbet tipi veya epileptik sendromun tanınması en önemli faktörlerdendir . Bu nedenle altta yatan patofizyoloji hekimi direk olarak ilaç seçimine yönlendirecektir . İkincisi epilepsi genetiği hakkında filizlenmekte olan bilgilerle nöbetlerin fenotipini belirleyen spesifik mutasyonlarla yeni yeni sendromlar ortaya çıkmakta , bunlar da bazen seçilecek ilacın uygun olup olmadığını belirlemektedir . Bu bölümde önemli terimler tanımlanmakta ve hekime yol gösterebilmek yönünden bazı temel nöbet patofizyolojileri tartışılmaktadır . Epilepsinin tek başına bir hastalık olmadığını bilmek önemlidir , fakat klinik ekspresyon altta yatan etyolojiler ve patofizyolojik yönlerden çeşitlilik göstermektedir .
Tanımlar
Nöbet beyin fonksiyonunun geçici olarak hipersenkron , anormal ateşlenen kortikal nöronlara bağlı olarak bozulmasıdır . Bazen epileptik nöbet terimi , epileptik nöbete benzer davranışların gözlendiği aralarında hipersenkronize nöronlarca oluşmayan psikojenik ( psödo ) nöbetlerden ( Bölüm 6 ) ayrılabilmesi için kullanılır . Nöbetin klinik görünümü beyindeki ilgili spesifik bölge ve beyinde kapsadığı alana ve motor , duyusal fonksiyonlar , uyanıklık , algılama ve otonomik fonksiyon veya bunların bazı kombinasyonlarındaki değişiklere bağlıdır . Herhangi bir kişi uygun klinik oluştuğunda ( menenjit , hipoglisemi , zehirlenme gibi ) normal bir beyinde zaten var olan kapasitesi gereği epileptik aktiviteyi destekleyerek bir nöbet geçirebilir . Yaşamları boyunca toplumun 5 %’ in üzerinde kişi nöbet geçirecektir .
Epilepsi tekrarlayan nonprovoke nöbetlerden ( örn : iki ve daha fazla sayıda ) oluşan bir durumdur . Epilepside kişi kronik patolojik durum ( beyin tümörü , serebral disgenez veya post-travmatik skar gibi ) veya genetik duyarlılık nedenleriyle nöbetlerle karşı karşıya kalır . Yaklaşık toplumun % 1 ’ i epilepsiden muzdariptir . Stroktan sonra ikinci sıklıktaki nö-
3