Draje Dergi Draje Dergi || Narsist Draje | Page 32
32
“YAR NARSİSTİM DRAJE DRAJE,
YAR BENZİYOR DRAJE’ME…”
N
arsistim amma Draje Draje… Sevdalı, vurgun, tasarımına
kurban, yazılarına hayran. Çünkü hayatımda gördüğüm en
zekice, en beceriklice, “en”lerin “en”i dergi. Hatta enlemesine boylamasına, en iyinin de boyuna posuna dergi… Pufuduk dergi,
şeker dergi, “yerim onu…” dergi, dahası “süper dergi Draje!!!
Draje’mizi, ilk çıktığından beri takip ediyordum. Sanırım ya sonbahar ya
da sonbahara yakın bir yaz günüydü. Gürcistan’dan dönmüş, Akşam
Gazetesi’nin hafta sonu ekleri için haber bakınıyordum. “neden olmasın?” dedim ve yayın yönetmenime, “Draje adında bir dergi var…” diye
başlayan, haberi beğendirip de yapabilmek için süslü püslü cümleler
kurdum. Meğer süslememe gerek yokmuş. Toplantı anında internet marifetiyle bakılan derginin haberi yapılması için onay aldı. Draje ismi bile
yeterince keyifliydi. İşin içinde Hayalcan’ın ve Derya Abla’nın olduğunu
biliyordum. Erdinç’i önceden tanıyor olduğumunsa farkında değildim.
Ta ki karşılaşana kadar… Haberi yapmak için araştık, buluştuk, oturduk
ve başladık sohbet etmeye. Dinledikçe, kayıt ettikçe, en çok da yazıya
döktükçe keyiflendim.
Buluştuğumuz gün, hava yağmurluydu, Taksim