Draje Dergi Draje Dergi || Narsist Draje | Page 24
24
ğimi fark ettim. Ve başarısızlık duygusu herkesin bildiği üzere kötü bi histir. Tamam
biliriz, bu hayatta her şeyi yapamayız, yapamadıklarımız yapabileceklerimizi engellemez, falan filan; ama pratikte öle olmaz işte. Her neyse.. Bu işin senaryoyla
olmayacağını anladım. İnternette fink atarken (Allahın işi ☺ ) drajecikle karşılaştım.
Baktım feysbuuhku var, ekledim. Kabul etti sağolsun. Konuştuk monuştuk honuştuk
tonuştuk. Bu arada mutlu ve enerjik elektronlarımı gönderdim draje mensubuna.
Yazıp, mail adresimize gönderebilirsin dedi feysbuuhk ötesinden bir ses.
- Konuyu bilmiorum..
- Aşık draje..
- Ama olmadı şimdi,ben aşk hakkında yazamam kiiiii. (o zamanlar yazamazdım
hakikaten yauv. Şimdi olsa döktürürüm.☺ )
- Denedin mi?
- Yoo.
- E bi dene bakalım.
FEYSBUHKLA GELEN SAADET
Yazı: Tuğba Hanım Şanlı - E-mail: [email protected] • İllüstrasyon : Birkan Can Evirgen
F
eysbuhk, feysbukk, gidi şidi bidi feysbuuuuuuuuuuuuuuuuhhhkkkkkkkkk… Kendi
kendime yazarım. Uydurmasyon, sallamasyon... Genelde (gece) cep telefonuma yazar,
taslaklara kaydederim. Akabinde (ki sabah),
hususi kara kaplı olarak aldığım defterime temize çeker, bu şekilde saklarım. Ve telefonumdan
silmem. Ertesi gece tekrar okurum. Sonra mutlaka
Alper’e gönderirim... Nam-ı diğer Acun..☺
Bi gün, bi konu dahilinde yazıp yazamayacağımı
düşündüm. Ve konusu verilen bi senaryo yazma
işine dahil odum. Yazıyorum siliyorum. Yazıyorum
siliyorum. Yazıyorum siliyorum… Cümlesi bunun 4
katı, yaşanmış halini siz düşünün artık. Sinirlendi-
Denedim. Drajeyle tanıştığım gece, yarım saat içinde aşık draje için yazım hazırdı. Tekrar okusam “yazdım sildim.” moduna döneceğim. Elleşmedim. Öylece
gönderdim. Velhasılıkelam âşık draje çıktıııııııııı… Baktım, benim yazı da sayfada.
Okudum. Ve hiç mi hiç beğenmedim. Ülen draje bu yazıyı yayınladıysa ya ayağım alışsın diye ya da yazara ihtiyacı var dedim. Ayağım alışsın diye olduğuna
karar kıldım. Sebepsiz.
Ertesi ay, oyuncu drajeeee. Hadi Tuğba dedim,ısın ısın. Esas oyuna geç. Karaladım bişeyler. Ve “Tasasız Oyuncular”ı yazabildim. Beğendim bu kez. Word dosyamı mail e ekledim. Altınada bi not düştüm yazımdan bağımsız, draje mensuplarına hitaben, “Bu gece elektronlar çok mutsuz, neden?”. Sayı çıktı. Baktım
“Tasasız Oyuncular”ın altında, bu not da yazıyor. Neyse dedim, fena durmamış.
(Evet sıkıcı. Ama napiim canım, köşe başında çarpışmadık drajeyle. Hikayenin
aslı bu.)
Aaaa en sevdiğim edepsiz drajeydi. Çocuklarımla yaptığım röportajın miniminnacık bi kısmını yazdım edepsiz draje için. Ve çok ilginç bişi oldu. Çocuklarımı
hiç görmeden onları çizen Can abi☺, Alper’in dişlerini, Sevda’nın gözlerini,
Hatice’nin kaşlarını ve Kamil’in saçlarını aynen çizmiş. Vay bee dedim. ( Cidden
ya, nasıl oldu bu iş. Enteresan.)
Ve sıradaki sihirli sayı için, noktasız virgülsüz, sihirli sözcükcüklerim. ☺ Onu anlatmiim artık.. Kes be! Pöff! dediğinizi duyar gibiyim. Evet tamam. Draje biliyo musun, feysbuhku severim ben. Bi sor neden diye. Bi sor bi sor. Seninle, feysbuhkun
sağ alt köşesinde çarpıştık ya biz, ondan. Bendeki travma hala devam ediyor.
Senden ne haber?
Neyse drajecik,sözlerime son verirken “Yeni doğan bebeğin davranışları çok
sınırlıdır. Bebek doğduğu andan itibaren yüksek bir öğrenme potansiyeline sahip
olmakla birlikte, yapabildikleri, öğrendiklerine oranla azdır. Çevresine büyük ilgi
duyar, anlamaya çalışır, parlak hareketli objelere, seslere ve insan yüzlerine tepki
verir. Bu nedenle bebeğin yanında olmaya özen gösterilmesi ve çevresini algılamasına yardımcı olunması önemlidir. Bebek 12 aylık olduğunda ise anlama,
kavrama, iletişim becerilerinde büyük ilerlemeler görülür. Söyleyebildiğinden
daha fazlasını anlar.”
Doğumunun ve gelişimin olması gereke