Draje Dergi Draje Dergi || Ergen Draje | Page 17

belliymiş. Sonra grubu teknik olarak 2010 yılında başlattık. İlk zamanlarda basçımzı ve davulcumuz yoktu. Mert: Tabi ki de bu iş grup formuna bürünmeden yapılamayacak bir şey. İki kişi kalsaydık şarkılarımızı internete koyup kendi çapımızda takılırdık ama biz bunu istemiyorduk. Ediz: Zaman içerisinde diğer elemanları bulana kadar durmadan beste yaptık ama bir çoğu otosansüre takıldı ve daha tamamlanmadan elendiler. Mert: Sonra Muhittin ile tanıştık. Ona şarkılarımızı dinlettik ve sevdi ki şu an bizimle beraber. Ediz: Post rock’a uzak değildik zaten hiç bir zaman. Mert’in de benimde çok uzun zamandır severek dinlediğimiz bir janr’dı. Ve illa ki bir yerden sonra elimizden dökülen melodiler de onların izinden gidecekti. Mert: Sonra üçümüz bir araya geldik ve elimizdeki şarkıları iyileştirmeye başladık. Ardından da davulcu araştırmasına giriştik. Muhittin: O zamanlar eyleme olan bir açlığım vardı. Beraber şarkıları dinledik ve çok sevdim. İçten içe mütevazı takılmaya çalışıyorlardı ama bu zor bir şey. Böylesine kendinden emin ve temiz çalışmalar kolay kolay ortaya çıkmıyor. Ardından beraber çalışmaya başladık. Hem müzikal anlamda hem de arkadaşlık anlamında kısa sürede çok yol kat ettik. Ardından hatırlıyorum yaz dönemiydi. Ben Fethiye’de otostop tatilimin ortasında yarın nereye gitsem acaba diye düşünürken Ediz’den telefon geldi ve ilk konserimizin haberini bu şekilde aldım. Ama ortada daha davulcu yok. Hemen hazırlanmaya başladık ve İzmir’den yakın bir arkadaşım Oğuz Atakan bu konser için bize davulcu olmayı kabul etti. Beraber 1 ay boyunca hazırlandık. Çok da güzel oldu, en azından içimize sindi. Sonra atladık trene İstanbul’a gittik. İlk konserimizi de böylece İstanbul’da postrockmusic.com organizasyonu olan Post Rock Nights vol 1 ‘de sahne aldık. Ediz: Burada özellikle iki isimden bahsetmek lazım. Bu organizasyon için bizi evlerinde ağırlayan ve her türlü yardımlarını hiç bir şekilde esirgemeyen Halit Sertaç Uzun ve Önder Çakırtaş’a buradan çok teşekkür ederiz. Bu organizasyon da tamamen onların eseriydi. Bunun yanında bugüne kadar en çok eleman pozisyonumuz davulcuydu. Tamam Oğzu bize çok yardımcı oldu ama kendisi İzmir’de yaşadığı için bizimle devam etmesi olanaksızdı. Sonrasında bir çok arkadaşla beraber çalıştık ama en son Serhat’la tanıştık ve şu anda çok güzel bir enerji yakaladığımızı düşünüyoruz. Serhat: Müzik konusunda zamanında ben çok sıkıntı çektim. Bir çok grupta çaldım ancak en büyük sorun her zaman beraber çalıştığım grupların bir tarz bir üslup oturtamamış olmasıydı. Orange Skies’da böyle bir sorun çekmedim. Hem teknik anlamda hem de müzikal düşünüş anlamda ilk baştan beri ne yapmak istedikleri belliydi. İlla ki şarkıdan şarkıya farklı denemeler oluyor ancak genel bir duruş ve genel bir hedef olduktan sonra ilerlemek çok kolaylaşıyor. Zaten gruba ilk geldiğimde grubun ikinci ep’si olan Mobo’s Dream’in cd’sini tutuşturdular elime. Ev arkadaşlarım ilk başta pek sallamıyordu ama cd’yi görünce durumun ciddiyetini anladılar. Ediz: Bizim için gruba eleman seçiminde önemli olan zaten dinlediği müzik türü ya da bugüne kadar edindiği tecrübeleri değildi. Önemli olan bizim anlayışımzıa yakın olması ve müzisyen rolünü kesinlikle benimsemiş bir halde bulunmasıydı. O müzisyen rolünü kendine giydirebilmeyi başarmış bir enstrümantalist zaten tarz ne olursa olsun bir şekilde kendini ifade etmek üzere harekete geçebiliyor belli bir zamandan sonra. Draje: Şarkıları yaratım sürecinden biraz bahseder misiniz? Önce konsept mi belirleniyor? Ediz: Ben önce hikâyeyi yazı-