Draje Dergi Draje Dergi || Edepsiz Draje | Page 34
34
KÖPEK SORUNSALI
Yazı: Bahadır Çevikel - E-mail: [email protected] - İllüstrasyon: Hayalcan İncesağır
A
partman kapısından çıktım ve gördüğüm manzara karşısında hayretler içinde
kaldım. Sokak köpeklerinin pisliğinden
sokakta neredeyse adım atacak yer kalmamış.
İşe yetişebilmek için acele etmem gerekiyor, bu
yüzden hiç vakit kaybetmeden düşünmeye başladım. Acaba otobüs durağına kadar köpek boklarının arasından slalom yaparak mı geçsem yoksa
sek sek oynamak zaman açısından daha karlı olur
mu? Bu ikilemin içinde kafam karma karışık şapşal
olmuş bir halde düşünürken, sokağın diğer köşesinde hiç yoksa 20-25 tane sokak köpeği artık benim
tam olarak neremi beğenmedilerse bana doğru
koşmaya başladılar. Haliyle ben de arkama bile
bakmadan, köpek boklarının arasından nasıl geçeceğimi hiç önemsemeden kaçmaya başladım.
Köpeklerden kaçarken bizim mahallenin muhtarlık
binasını gördüm ve can havliyle kapısının kırarak içeri
girdim. Üniversite yıllarımda medeni hukuk dersinden
biliyorum ki böyle bir durumda zaruret hali oluyor ve
sanırım ben suçlu duruma düşmüyorum.
Bizim mahallenin muhtarı Sadık amca çok baba
adamdır. Bir Tahtakale ağzıyla konuşur herkes hayranlıkla dinler. Hatta bir efsaneye göre Tahtakaleli
bir işportacı Sadık amcayla tanıştıktan sonra, Sadık
amcanın onun gibi bir işportacı değil de bir muhtar
olduğunu öğrenince gururunda işportacılığa şişlide
devam etme kararı almış.
Sadık Amca
- Lan dallamanın önde gideni, kırdın yumurta gibi
kapıyı.
- Sadık amca köpekler peşime düştü, bilemedim ne
yapacağımı kusura bakma.
- Ulan ne iti ne kedisi kapının şirazesi kaydı be.
Yaklaşık 20 dakikalık bir çabalama sonucunda Sadık
amcaya sokak köpeklerinin bu başa çıkılması imkânsız
artışının konusunu açabildim. Ayrıca bana göre
ortada çözülmesi gereken bir sorun vardı, çünkü bu
köpeklerin saldırganlığı bir bela pisliği başka bir bela.
Sokak köpeklerinin bu denli artışının aslında uzun bir
hikâyesi varmış. Bunda sadece 6 ay öncesine kadar
bizim Beykoz belediyesi ile Sarıyer belediyesinin ilişkileri
son derece iyi durumdaymış. Fakat sokak köpekleri
yüzünden bu iyi ilişkiler sonlanmış ve yerini düşmanlık
almış. Bu düşmanlık, Sarıyer de sokak köpeklerinin
sayısının bir hayli artması sonucu bir kendini bilmezin
bu köpekleri Beykoz belediyesinin kamyonlarının getirdiğini gördüğünü iddia etmesi ile başlamış. Daha
sonra Sarıyer Belediyesi kamyonları Beykoz’a gelip
Sarıyer’deki köpeklerin yarısında fazlasını Beykoz
sokaklarına salmışlar. Daha sonra uzunca bir süre
boyunca karşılıklı olarak belediyelerin kamyonları
arasında bir köpek toplama ve köpek salma yarışı
gerçekleşmiş. Hatta bir söylentiye göre Sarıyer
belediyesi bütçesinin yarısını kamyonların masrafları için değerlendirme kararı almış. 6 ay boyunca
devam eden bu düşmanlık geçen hafta olan
Sarıyer Spor ile Beykoz Spor maçında son noktasına ulaşmış. Sarıyerli sporsever kardeşlerimiz,
bizim Beykoz’a ve Beykozlulara küfür etmişler. Büyük olay olmuş herkes birbirine girmiş,
bir sürü insan yaralanmış, polis her zaman
olduğu gibi yetersiz kalmış, 360 kişi gözaltına alınmış ama nezarethanede yeterince
yer olmadığı için sadece küçük bir kısmını
yatılı olarak ağırlayabilmişler. 2 gün önceki gece Sarıyer belediyesinin kamyonları
gelip bütün Sarıyer’deki köpekleri bizim
Beykoz’a salmışlar, gitmeden önce de
bizim belediyenin kamyonlarının tekerleklerini patlatmışlar.
Ama Sadık Amca bu mevzunun bu şekilde devam etmeyeceğini düşünüyordu. Çünkü
seçim dönemi yaklaşıyordu ve oy kaybetmemek
için iki belediyenin de oturup bir çözüm bulması
gerekiyordu. Çünkü bu sorun iki belediyenin de
ortak sorunuydu ve belediyeler bu it dalaşın-
dan dolayı, asıl vazifeleri olan vatandaşa hizmet
götürmeyi ikinci plana atıyorlardı.
lediyelerin başına geçmiyor. İçimden “helal olsun”
dedim, iş bitirici dediğin böyle olur dedim.
Hakikaten de bizim mahallede hiç köpek kalmamıştı. Sadık Amca’nın dediği gibi belediyeler
oturup ortak bir karara varmışlar. Belediyelerdeki
insanlar çok yüce bir düşünce yetisine sahip
oldu