Dilhâne Şubat Sayısı dilhane-subat | Page 47

Köşedeki Kitapçı | İbrahim Hakkı Kaymak Kitaplara bir mal gözüyle değil de yüce birer varlık olarak bakardı, bana göre. ‘Şu kitap nerede?’ diye sorulmaması için kitapları kategorilere ayırarak raflara itina ile yerleştirir, rafların üzerine yazardı; Dünya klasikleri, Türk klasikleri, tarih romanları, psikolojik romanlar… Geceleri, bu adamın hikâyesinin ne olduğunu düşünerek uykuya dalardım. Neye kızmıştı da konuşmuyordu? Başından neler geçmişti? Kimlerle, neler yaşamıştı? Mahallede bir de şu dedikodular dolaşırdı: ‘Dükkândaki kitapların hepsini okumuş, okumadığı kitabı satmazmış, densiz müşterinin birine kızmış da konuşmazmış…’ Bunlar yalnızca aklımda kalanlardan birkaçıydı. Gri ile siyah renk karışımı bir paltosu vardı. Yaz bitip de yapraklar dökülmeye başlayınca paltosunu giymeye başlardı. Dükkânın önünden kedileri kovar, onları hiç sevmezdi. Dükkânın önünden uzak dursunlar diye karşı kaldırımın köşesine, her sabah bir kap sütün içine ekmek doğrayarak bırakırdı. Bu, onunla kediler arasında yapılmış, herkes tarafından görünen ancak kimse tarafından dile getirilmeyen gizli bir antlaşmaydı. 'Karnınızı doyururum ama dükkânımın önünde dolaşmayın.' Bana göre dünyadaki antlaşmaların en güzeliydi… => devamı gelecek sayıda… Dilhâne | twitter: @dilhanenet | instagram: @dilhane_net | www.dilhane.net