Dilhâne Şubat 2019 şubat2019 | Page 94

Bizim Değerlerimiz Vardı – Yusuf Fidan Bugün biz unuttuk, unutturulduk. Saygı diye değerimiz vardı mesela… Büyüğünü görünce hürmet eden, yolda yürürken ayaklarını vurmadan yürüyen insanlarımız. Bir evde hasta olduğunu camın önüne konulan bir çiçekle anlayan ve o sokakta hasta rahatsız olmasın deyu gürültü çıkarmayan çocuklarımız vardı bizim. Kur’an-ı Hakim’e hürmetinden odada ayaklarını uzatmayan Osman Gazimiz vardı. Bizim Medine’den gelen mektupları abdestsiz açmayan ceddimiz vardı. Bizim annelerimiz vardı, eşinin geleceği saati bilip kapıda hazır bekleyen. Ve babalarımız vardı günün yorgunluğuna rağmen evine muhabbet ve tebessümle giren. Evlatlarımız vardı, babanın yanında gevşek oturamayan, lafının üstüne laf söylemeyen. Yine selam diye bir geleneğimiz vardı. Neydi sahi selam. diyecek manaları ihtiva eden selamımız vardı. Ne çabuk unuttuk Nebevi hakikatin beyan buyurduğu, selamın aramızda sevgiye vesile olacağını. Selamla başlayan kelamlarımız, selamla seslenen gönüllerimiz, selamla inleyen sokaklarımız, selamla eman bulan yurtlarımız vardı bizim. Ve duruşumuz vardı bizim, edepli bir duruşumuz. Mesela şimdilerde kapatılan kapı o zaman sırlanırdı, aynı şekilde lambalar da söndürülürdü. Bir çay içmemiz vardı sessizliğin sesini dinlettiren. Hani gözümüzü aralasak, çayları dağıtsak, şekerleri atsak, bardakları karıştırsak sesin ahenginde bir değişim olmazdı. Çünkü bir edebi vardı çayı da karıştırmanın. 94