Bizim Değerlerimiz Vardı – Yusuf Fidan
Bugün biz unuttuk, unutturulduk. Saygı diye değerimiz vardı
mesela… Büyüğünü görünce hürmet eden, yolda yürürken
ayaklarını vurmadan yürüyen insanlarımız. Bir evde hasta olduğunu
camın önüne konulan bir çiçekle anlayan ve o sokakta hasta rahatsız
olmasın deyu gürültü çıkarmayan çocuklarımız vardı bizim. Kur’an-ı
Hakim’e hürmetinden odada ayaklarını uzatmayan Osman Gazimiz
vardı. Bizim Medine’den gelen mektupları abdestsiz açmayan
ceddimiz vardı. Bizim annelerimiz vardı, eşinin geleceği saati bilip
kapıda hazır bekleyen. Ve babalarımız vardı günün yorgunluğuna
rağmen evine muhabbet ve tebessümle giren. Evlatlarımız vardı,
babanın yanında gevşek oturamayan, lafının üstüne laf söylemeyen.
Yine selam diye bir geleneğimiz vardı. Neydi sahi selam. diyecek manaları
ihtiva eden selamımız vardı. Ne çabuk unuttuk Nebevi hakikatin
beyan buyurduğu, selamın aramızda sevgiye vesile olacağını.
Selamla başlayan kelamlarımız, selamla seslenen gönüllerimiz,
selamla inleyen sokaklarımız, selamla eman bulan yurtlarımız vardı
bizim.
Ve duruşumuz vardı bizim, edepli bir duruşumuz. Mesela
şimdilerde kapatılan kapı o zaman sırlanırdı, aynı şekilde lambalar
da söndürülürdü. Bir çay içmemiz vardı sessizliğin sesini dinlettiren.
Hani gözümüzü aralasak, çayları dağıtsak, şekerleri atsak, bardakları
karıştırsak sesin ahenginde bir değişim olmazdı. Çünkü bir edebi
vardı çayı da karıştırmanın.
94