Dilhâne Şubat 2019 şubat2019 | Page 9

İstanbul’un Gözü Kara Bu Gece Mehmet Zeyd Yıldız İstanbul’un gözü kara bu gece Sığınacak yer arıyorum kendime ve günahlarıma Riyakar gözlerin hapsinde, gelmeyecek vuslatı bekliyorum Ama biliyorum hakkım yok masum bir kavuşmaya… İstanbul’un gözü kara bu gece Biliyorum çökecek üzerime bulduğu her yerde Çökecek ıslattığım anılarımın ve yetimliğimin üzerine Dökecek kurşuni bir ayrılık gecesini göz kapaklarıma Kilit vuracak merhametin kalbine ve saklayacak anahtarını boğazın en derin yerinde… Yakalanıyorum sonunda kanadı kırık bir martının gözyaşında… Kurulmayan divanlarda yargılıyor beni gayri resmi Ve kendi vicdanıma bırakıyor günahkar yılların kalemini Ne kırıyor ne azad ediyor.. Cezası yaşamak diyor nefes almadan, Cezası koşmak diyor,aşmak yedi tepeyi ama ayakları bağlı Cezası konuşmak, ama vermeyeceğim diyor dudaklarına iki kelimelik ıslaklık.. Sunmayacağım diyor bir namazlık ışık huzmesi… Yakamozlar annem olup ağlıyor kapı arkasından Ve annemin dualarında buluyorum kendimi.. Bir ölümlük huzur istiyorum, kelime-i şahadet tadında Martı ölüyor ve ben İstanbul’a sığınıyorum Ama biliyorum, İstanbul’un gözü kara bu gece Koyarak başımı cellatsız bir kütüğe Sabah ezanını bekliyorum Ayasofya’nın…