Dilhâne Şubat 2019 şubat2019 | Page 71

Târikat-ı Âliyye’nin “Prof.” Şeyhi: Mahmud Es’ad Coşan Tâhir Ceyhun Yıldız Ve onun tasavvuf anlayışının aslını ve esasını Kur’an ve Sünnet yani şer-i şerîf, daha sonra sevgi ve hizmet oluşturmuştur. İnsan din ile sever, sevdiğine de hizmet ederdi, Efendi Hazretleri. İslâm’ın " sadece kılıç dini " olduğunu söyleyenlerin, İslâm’a kastı olduğunu söylerdi. Es’ad Coşan Hazretleri’ne göre: “Hizmetin temel şartı ihlâstır. Yapılan hizmetin karşılık beklemeden, ivazsız ve garazsız olması gerekir. Gaye Allah’ın rızasını kazanmaktır. Hatta hatta yapılan hizmetin karşılığı olarak cennet beklemek bile bir menfaat sayıldığından mü’min bundan da âzâde olmalıdır. Allah’ın rızasını kazanmak gayesi hiç atlanmamalıdır. İnsan hayatının her anında yaptıklarını muhasebe etmeli, gayeyi sık sık hatırlamalıdır. Bunun Hocaefendi’nin içinde bulunduğu gelenekteki formülü sık sık “İlâhî ente maksûdî ve rızâke matlûbî” (Allahım! Maksadım sensin ve isteğim senin rızândır) cümlesini söylemek veya bu şuurda olmaktır.” Sohbetlerine gösterilen ilgiden dolayı hizmet sınırlarını genişletti ve bu gaye ile dünyanın birçok ülkesine seyahatlerde bulundu. Avrupa, ABD, Orta Asya ve Avustralya’da irşâd faâliyetleri yürüttü. Türkiye’nin her yerinde müntesipleri, muhibleri vardı. O sohbetlerinde dâima imâna, İslâm’a, ülküye, şeriâta, tasavvufa, İslâmî hayata, aileye ve çocuk yetiştirmeye ağırlık vermiştir. Tasavvufla hayatı birleştirmiş, sohbetlerinin başlığını hep bu isim üzere seçmiştir. Doğup büyüdüğü vatanından kilometrelerce uzakta bulunan Avustralya’da bir camii açılışı için yaptığı bir seyahat esnasında 4 Şubat 2001 tarihinde elim bir trafik kazası neticesinde vuslat-ı Hakk’a vâsıl oldu. Bu acı olayın üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen, olay aydınlatılamadı.