Târikat-ı Âliyye’nin “Prof.” Şeyhi: Mahmud Es’ad Coşan
Tâhir Ceyhun Yıldız
Ve onun tasavvuf anlayışının aslını ve esasını Kur’an ve Sünnet yani şer-i
şerîf, daha sonra sevgi ve hizmet oluşturmuştur. İnsan din ile sever,
sevdiğine de hizmet ederdi, Efendi Hazretleri. İslâm’ın " sadece kılıç dini
" olduğunu söyleyenlerin, İslâm’a kastı olduğunu söylerdi. Es’ad Coşan
Hazretleri’ne göre:
“Hizmetin temel şartı ihlâstır. Yapılan hizmetin karşılık beklemeden,
ivazsız ve garazsız olması gerekir. Gaye Allah’ın rızasını kazanmaktır.
Hatta hatta yapılan hizmetin karşılığı olarak cennet beklemek bile bir
menfaat sayıldığından mü’min bundan da âzâde olmalıdır. Allah’ın
rızasını kazanmak gayesi hiç atlanmamalıdır. İnsan hayatının her
anında yaptıklarını muhasebe etmeli, gayeyi sık sık hatırlamalıdır.
Bunun Hocaefendi’nin içinde bulunduğu gelenekteki formülü sık sık
“İlâhî ente maksûdî ve rızâke matlûbî” (Allahım! Maksadım sensin ve
isteğim senin rızândır) cümlesini söylemek veya bu şuurda olmaktır.”
Sohbetlerine gösterilen ilgiden dolayı hizmet sınırlarını genişletti ve bu
gaye ile dünyanın birçok ülkesine seyahatlerde bulundu. Avrupa, ABD,
Orta Asya ve Avustralya’da irşâd faâliyetleri yürüttü. Türkiye’nin her
yerinde müntesipleri, muhibleri vardı. O sohbetlerinde dâima imâna,
İslâm’a, ülküye, şeriâta, tasavvufa, İslâmî hayata, aileye ve çocuk
yetiştirmeye ağırlık vermiştir. Tasavvufla hayatı birleştirmiş,
sohbetlerinin
başlığını
hep
bu
isim
üzere
seçmiştir.
Doğup büyüdüğü vatanından kilometrelerce uzakta bulunan
Avustralya’da bir camii açılışı için yaptığı bir seyahat esnasında 4 Şubat
2001 tarihinde elim bir trafik kazası neticesinde vuslat-ı Hakk’a vâsıl
oldu. Bu acı olayın üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen, olay
aydınlatılamadı.