Köprü
Faruk Yıldız
Bir anda çıkıyor ağzımdan. Bir karmaşa, bir anlık bocalama.
Sonra sesler kesiliyor. Gözümü açıyorum. İdris yok! İdris
aşağıya inmiş nihayet. Ama en aşağıya! Buz gibi suyun dibine…
Peşinden bakamıyorum bile. Hamit’in hâli perişan. İlk kez
görüyor bunu. İlk kez, düşen birini görüyor. Düşen diyorum
çünkü İdris düştü. Yoruldu, sızdı ve düştü. Ne amirler ne
haberler ne diğerleri… Hiçbiri umurumda değil. Hiçbiri bilemez
bunu. Ama ben biliyorum İdris’im düştü.
Bu gece o köprüye gidiyorum. Sahne sırası artık benim.
Ve evet… Bu, her şeyini kaybetmiş bir adamın intihar
mektubudur!