Dilhâne Şubat 2019 şubat2019 | Page 54

Himmet Ya Fakih Ahmed Gökhan Kırcılı Gönlündeki bu boşluğun bir mürşide intisab etmesi gerektiğini anlayan Akşemseddin hz. yola koyulur. Henüz gideceği bir Şeyh yoktur. Yolda aynı dertten muzdarip bir derviş ile karşılaşır. Beraberce Zeynüddin El Hafi Hz ne gitmek için yola revan olurlar. Bir gece rüyasında Hacı Bayramı Veli Hz’ni görürler. Boğazında bir zincir geçirilmiş halde görür. Halep’e giden yolunu Ankara’ya çevirir. Gönlündeki boşluğu o Sultan’a mürid olarak doldurur. Akşemseddin hazretleri, şeyhi Hacı Bayramı Veli hazretlerinin yanında kemalat sahibi bir veli olur. Kısa zamanda hilafet alırlar. Hatta diğer müridleri bu durumdan rahatsız da olurlar. Kırk yıllık dervişleri dururken, neden bu köse(!)ye kısa zamanda hilafet verildiğini sorarlar. Cevap Akşemseddin hazretlerinin dedesi gibi sıddık olmasıydı. Sadakatı ile gönle girmeyi başarmıştı. Beypazarı’na, sonra Çorum Evlek köyüne son olarak da Göynük’e yerleşti. Bu arada hacca gitti. Şeyhi vefat edince irşad postuna oturdu. Şeyhi vasiyetinde cenazesini Akşemseddin’in yıkamasını ve namazını da O’nun kıldırmasını istedi. Etrafındaki müridleri Akşemseddin çok uzakta olduğu için Şeylerinin bu isteğinin sağlıklı bir karar olmadığını sandılar. Ve kapı açılıp Akşemseddin hazretleri huzura girip namazını kıldırdı ve defnettiler. Bu hal dahi neden diğer müridlerin hilafet alamayışının ispatıdır. Akşemseddin hz. fetihten önce iki defa Edirne’ye gitti. Bu zamanda Fatih’in kızını tedavi etti. Kazasker Çandarlıoğlu Süleyman Çelebi’yi de tedavi ettiler. Şeyhi’nin 2. Murad ile münasbetleri esnasında oğlu 2. Mehmet ile tanışan Akşemseddin, tahta geçtikten sonra da bu muhabbetini devam ettirdi. 2. Murad’ın fethi Hacı Bayramı Veli hazretlerine sorup “ Bize değil ama Köse ile 2. Mehmet’e nasip olacak “ cevabı bu tanışıklığı daha da önemli bir hale getirmişti. İstanbul mutlaka fethedilecekti.