Dilhâne Şubat 2019 şubat2019 | Page 49

Bozacı ve Nohutçu Naif Karabatak Akşam için fırından iki pide aldım. Düşünceli düşünceli eve doğru yöneldim. Yine aklımda bir şeyler tartıyor, bir şeyleri çıkarıp, bir şeyleri de ekliyor olmalıydım. Neyse ki mesafe çok uzun değil, ölçüp biçmeye, tartıp eklemeye veya çıkarmaya çok zamanım olmadı. Tam bizim sokağa dönüyordum ki, “Booozaaaa” sesiyle kendime geldim. İyi boza yapmanın püf noktaları olduğu gibi, iyi boza satmanın da püf noktaları olmalıydı veya ben öyle sandım. Akşam akşam bir bardak boza alıp, üstüne leblebi ekleyip, tarçın serpiştirerek içebilirdim. İçerdim de. Hem de iyi içerdim. Yani ayıptır söylemesi çok güzel içerdim. Hele de kış geceleri tadına doyum olmaz.