Dilhâne Şubat 2019 şubat2019 | Page 43

Gökyüzüne Mi Ahlar? Hamide Akkaya Gök ile mazlum arasında bir hesap yoktur belki ama mahşer gününde bizlerden hakkını ister, hem mazlum hem de gökyüzü. Zira mazlum, yalnız dualarını uğurlamamıştır ya göğe, ahı da vardır beraberinde. Zalime, karşı olan, sesine ses olmayanlara, kendine el uzatmayanlara, ona sırtını dönenlere vs. karşı olan ahı. Yükümüz çok ağır, her bir mazlumun ahı var üzerimizde, acısına son veremediğimiz her an da artan kocaman bir yük. Hesap mahşere kalmasın. Zulmü bitirecek gayreti, uzatacağımız elleri, çıkaracağımız sesleri, mazlumun kurtuluşuna sebep olacak, her adımı fazla tutalım ki zulmün karşısında dengeleyelim tüm hesabı. Mazlum bize baksın; beklediği âminleri biz diyelim; dostu, yâri, huzuru biz olalım; imtihan sandıklarından aldığı derslerden sebep olmasın yönelişi, bizim rehberliğimiz neticesinde olsun; birlikte yöneldiğimiz şeylerin bereketiyle hemhal olalım, ömür bitmeden benliklerimiz, hep birlikte ecrini bulsun. Zalimse mahşeri beklesin. O da baksın gökyüzüne. Kendinden uğurladığı insanlığını, vicdanını görsün, görsün de utansın. Vicdansızlığının bir bedelinin olduğunu anlasın. Anladığından korksun, korktukça son pişmanlığın fayda etmeyeceğini bilsin. Ve baktıkça gökyüzüne, mazlumun zaferinin yakın, kendi yıkımınınsa çoktan başladığını görsün. Bizler de bakalım gökyüzüne, zafere ortak, yıkıma uzak olmak için. Ve diyelim ki “gökyüzüne uğurladığımız hesaplar, gününü beklemekte şimdi.”