Engel Mi? O Da Ne?
Merve Diken
Bu toplumda hep birlikte yaşıyoruz ve en can alıcı yanı da hepimiz birer
engelli birey adayı olma gerçeği ile burun buruna yaşıyoruz. Hayatın
önümüze neler çıkaracağını, 5 dakika sonra nerede, nasıl bir halde
olacağımızı bilmiyoruz. İnsan davranışlarını düzenlerken "şu olmalı, bu
olmalı" gibi akıl vermelerden daha kıymetli bir düstur var; "bana nasıl
davranılmasını istiyorum. " Düşünerek hareket eden bir varlık olmasıyla
tüm yaratılanlardan ayrılan insan, davranışlarını kontrol ederken bu
düsturu bir süzgeç edinmeli. Kendimize edilmesini istediğimiz muamele
muhakkak en layık olduğumuzu düşündüğümüz ve kendimizi en kıymetli
gördüğümüz ölçülere sahiptir. Bu sebeple karşımızdaki her varlığa karşı
davranışımızı bu süzgeçten geçirerek düzenlediğimizde toplumsal en
büyük problemlerimizden biri olan iletişim sorununu çözmüş oluruz.
Sonra da biiznillah engeller aradan tek tek kalkar. Çünkü iletişim kanalı
yakalandığında; anlaşılmayacak dolayısıyla çözülmeyecek hiçbir engel
kalmayacaktır.
Zihnimiz dışındaki tüm engeller zorluk dereceleri olmasına rağmen bir
çözüme ulaştırılır. Ancak zihnimizde oluşturduğumuz, düşünce
dünyamızda meydana gelen engelleri aşacak hiçbir kuvvet yoktur. Tabii
ki insanın kedisinden başka aşabilecek hiçbir kuvvet yoktur.
İlişkilerin odağı insandır. Hatta kainat eşrefi mahlukat olan insanın
hizmetindedir. İnsan akletsin ve en güzel şekilde faydalansın diye
yaratılmış olan bu dünya hayatında, kendine sunulan her türlü imkanları
ancak zihnindeki engelleri oluşturarak kendi faydasından uzaklaştırır.
Düşünce dünyamızda var olan problemleri çözüme ulaştırdığımızda, fiili
olarak da çözümlendiğini göreceğiz. Tıpkı öğrencimizin bizi pastanın
lezzetine inandırdığı gibi "…belki de hiç engel yoktur. "