Dilhâne Şubat 2019 şubat2019 | Page 31

Babamız! Bizi Bırakıp Nereye Gidiyorsun? Mümin Numan Munis Hünkar Hazretleri tahttan indirildikten sonra öyle bir baskı (istibdad) gelir ki, Sultan Abdülhamid’in idaresine baskıcı diyenler ne kadar büyük bir iftiranın müfterileri olduklarını bizzat dillendirirler. Üstelik Abdülhamid istibdadına (!) hasret çekerek: Kaç zamandır gelmişken yâda biz, İşte geldik senden istimdada biz, Öldürürler basarsak feryada biz, Padişahım hasret olduk eski istibdada biz... (Süleyman Nazif) Hünkârın Son Yolculuğu Sultan Abdülhamid dönemi hala tartışma konusudur, hepimiz çok kere ideolojik saplantılarla Serdar-ı Hakan’ı eleştirenlere denk gelmişsizdir. Hatta eleştirirken sınırı aşanları da görmüşüzdür. Bir dönem tarih dersi kitaplarında, Sultan Abdülhamid Han için Fransız bir yazarın Ermenileri bahane ederek uydurduğu “Kızıl Sultan” lakabının yer aldığını düşündüğümüzde bütün bunlar tuhaf değil aslında. Sultan Abdülhamid hakkında Ahmed Rasim: Sen değil naaşın hükümdar olsa elyaktır bizlere, Dönsün etsin taht-ı Osmaniye tabutun cülus. Beytini döktürdükten sonra, beynine saplı duran bir ideoloji mızrağıyla Hünkar Hazretlerine saldıranları ciddiye almak her zaman abes gelmiştir bana. Gerçi söz konusu Osmanlı olduğunda belki reytingleri artırmak, belki farklılık oluşturmak (ki bizde farklı bir şey söyleyenin sözüne kulak verilir daha çok), belki de tamamen cahillikle dile getirilen öyle abes beyanlara şahit oluyoruz ki…