Ol ve Öl Arasında: İki Durak Var
Rümeysa Çırlak
Sokaklar, ölü merâsimi'nin izlerini taşıyordu gecenin sığ
vakitlerine değin.
Peşi sıra takip ediyordu gölgeler, mahşere yürüyen insanları.
Ruhsuz bedenler mezarlardan firâr edip, öz dileniyorlardı.
Kıyamete gebe tapınaklara üşüşüyordu her bir ölü beden.
Kurtuluşu lânet bir düşüncenin ipine sarılarak arıyorlardı.
Katiller, karanlığın sırtına binerek, yerin yedi kat dibine
dörtnala sürüyorlardı günahlarını,
Kalplerine mimlenmiş günahlarını,
Ruhlarını kirletmiş günahlarını...
Toprak ölü kusuyordu.
Kâinât ölü kusuyordu.
Ölüm ölü kusuyordu...
Hakikât, koynunda bir yalan besliyordu.
Ölüler dirilmek, diriler ölmek istiyordu.
Çünkü;
Hayatın tadı, damağında kalmıştı ölünün.
Yaşamın zehri, göğsünü bir dantel gibi örmüştü dirinin.