Dilhâne Eylül eylül | Page 66

Toplumun En Büyük Yapı Birimi: AİLE - Murat Yıldırım Doğa ve insanın oluşturduğu sermayenin, toplum menfaatine değil de birkaç zengin şahsa, zümreye tamamen kâr amaçlı kullanılmasıdır. İnsanları, toplumları sadece ve sadece yığın olarak gören bu şer fikirli şahısların tek endişeleri kendi mal varlıklarının ziyadeleşmesidir. İşte böyle fikir ve hâl içinde olanların, topluma bu nazarla bakanların sisteminin en büyük düşmanlarından biri de aile mefhumudur. Onlar için aile hatta ailenin geniş olanı demek birlik, beraberlik, teklik demek. Şöyle ki mesela geniş bir ailede ortalama 7-8 kişi olsa bunlar bir hanede olduğu için onların gözüne tek gözükür. Rakamlar ise iktisadi açıdan, kâr açısından 1’in 8’e nazaran daha az olduğunu beyan eder bizlere. Yukarıda da belirttiğimiz gibi aile demek iktisatlı olmak, idareli harcamak demek bir yönüyle de. O yüzden aile hayatını sevmez bu sistem. Boşanmalara bayılırlar. Herkesin birbirinden kopup bireyselleşmesini, bağımsızlığını ilan etmesini çok severler. Bu yüzden ‘özgürlük’ kavramını temcit pilavı gibi ısıtıp medyanın her ayağında yanlış bir şekilde aşılamaya çalışırlar. Bundan ötürü bizi kendi istedikleri hayata hazırlamak için dizilerle aile içindeki dayanışmayı, bağlılığı, muhabbeti ahlaksızca değersizleştirirler. Yani kısacası insan fıtratını bozmaya kalkışırlar. Bu itirazımızın kaynağı ise; ruhlarımızın, fıtratımızın bu hissiz, ailesiz yaşama alıştırılmaya çalışılmasından ve ruhlarımızın bu huzursuzluğa tahammül edemeyişindendir. Yaşanabilir bir dünya, edilebilir bir kulluk ve en önemlisi de Rızayı İlahiyi istiyorsak fıtrata dönmemiz, fıtratta kalmamız evleviyetle elzemdir. 66