Dilhâne Eylül eylül | Page 51

Dün-ya Yahut Dünyaya Bir Bakış

Dün-ya Yahut Dünyaya Bir Bakış

Yazı

Şeyma Öztürk

İşte bak hemen orda insanlık . Bir siyah örtüyü reva görmüş sinesine gözyaşlarını saklıyor . Bak Arakan ’ daki kardeşim haykırıyor merhamet diye lakin tüm insan kardeşlerim sağır kalışların amansız huzuruna gizleniyor . Derisi yüreğinin üzerine bir tül gergefte gerilmiş Afrikalı kardeşimin gözleri bakıyor insanlığın gözlerine lakin bir kıpırtı dahi hissedemiyor . Hayat her daim hissedemediğimiz yerlerden vuruyor bizi , biz susmanın engin lütfuna boyun eğiyoruz .
Dün ya dün seyretmiştim yüreklerinden söküp atışını … gözlerimin önünde tüm insanların insanlığı
Dün ya dünya dün ya ...
Birden açtınız gözlerinizi . Korkarak ve dahi ürkerek . Düşünmek … İnsan düşünerek var olur . Lakin düşüncesizlik yakasına yapıştı mı insana dair ne varsa unutup gider . Ve bir robot gibi bir yaşantıya esir olur . Makamın yüksekliği , adınızın önüne yapışmış unvanların sizi sizden uzaklaştırdığını seyretmeye başladınız . Hırs ve makam sevdası … Geçici olana geçmeyecek mevkiler yüklemenin yükünü yüreğinize ekmişsiniz . Hatta ekmekle kalmayıp her gün sulayıp daha çabuk boy atması için saksısını değiştirmişsiniz . Bir korku hali başladı işte sizde . Unuttuğunuz her şeyin yükü bindi omuzlarınıza . Siz susma temayülünde bulunmaya çalıştıkça o geldi gözlerinizin önüne .
Ardınıza yaslanıp yüzünü tahayyül etmeye giriştiniz . Adını andıktan sonra merhametin manasını gözlerinde gördüğünüz sevdiğiniz kadın dikildi karşınıza . Sizin yüreğinizde ne kadar duygu varsa size hatırlatmaya başladı . Siz ellerinizle gözlerini kapatmaya başladınız . Gerçekler gerçeklerin derin sancısı nasıl silinirdi ki başka . Bir insanı susturmak için gözlerini susturmalısınız ne de olsa . Ama siz susturmaya çalıştıkça haykırıyordu . Şimdiye kadar duyulmamış bir çığlıkla : dün ya …
51