Ben Zamanı Hesap Edemiyorum
Yazı
Fatih Duman
Ben ki utanırım bülbül gibi anılmaktan. Yaptığım sadece hamallık gül
uğrunda. Güllerle dolu bir yığın taşırım ve gözlerim alabildiğine yaşlı.
Beklediğim ve bekleyenim yok. Saçlarım daha ilk günkü kadar siyah.
Gözlerimi daha susuzluk yakmadı. Ama gönlüm yaşlandı bu kadar
zamanda. Ben de bir gülü tutmak isterdim ellerimde herkes gibi. Bende
yapraklarının her kıvrımına tek tek bakmak, dikenlerini dertli bülbül gibi
ciğerlerimin tam ortasına saplamak isterdim. Ama dedim ya utanırım ben
bülbül gibi anılmaktan. Haddimi bilirim. Ben hamalım; gül hamalı. Sırtımda
bir dolu gül hepsinin dikenlerini tek tek elimle ayıklarım. Kızıllığı ondandır
ellerimin.
Bir zaman oldu güllerim kurudu kaldı sırtımda yozlaşmasına inat
sevdanın. Ben de işte o ara kaybettim gözlerimin ışığını. Yıldızları o
zamandan beri göremiyorum. Şimdi hangi zamandayım bilemiyorum.
Kulaklarımda bir seda çöllerden, dağlardan ve zindandan kalan… Bir acı
yakarış Züleyha’nın kabrinden. Gözlerimde silinmeyen yüzler görmeye
hasret kaldığım. Bir çöl çocuğu, dağ lalesi ve binlerce gül daha dalından
koparılmamış. Burnumda alabildiğine gül kokusu tek kalan. Dedim ya ben
gül hamalı. Gül taşıdım terleri bile gül koksun diye aşıkların.
…
Ben zamanı hesap edemiyorum saatle, günle, ayla ve yılla… Ben zamanı
kelimelerle hesap etsem olmaz mı? Cümleleri olsa her vaktin, her
dakikanın ve her saatin. Hayalini kurduğum şehirlerde bir çay vaktinde
demli bir çayı yudumlarken bir dosta dertlensem, dinlesem ve dinlensem.
Sonra gizlensem en kuytu bir köşede. “Ne güzel olur” diyorum. Kendi
kendime sayıklar gibi konuşuyorum sonra. “Keşke” diyorum “keşke
insanlar kıymetli şeyler biriktirseler bu hayatta. Paradan kıymetli şeyler…”
49