Dilhâne Eylül eylül | Page 49

Ben Zamanı Hesap Edemiyorum Yazı Fatih Duman Ben ki utanırım bülbül gibi anılmaktan. Yaptığım sadece hamallık gül uğrunda. Güllerle dolu bir yığın taşırım ve gözlerim alabildiğine yaşlı. Beklediğim ve bekleyenim yok. Saçlarım daha ilk günkü kadar siyah. Gözlerimi daha susuzluk yakmadı. Ama gönlüm yaşlandı bu kadar zamanda. Ben de bir gülü tutmak isterdim ellerimde herkes gibi. Bende yapraklarının her kıvrımına tek tek bakmak, dikenlerini dertli bülbül gibi ciğerlerimin tam ortasına saplamak isterdim. Ama dedim ya utanırım ben bülbül gibi anılmaktan. Haddimi bilirim. Ben hamalım; gül hamalı. Sırtımda bir dolu gül hepsinin dikenlerini tek tek elimle ayıklarım. Kızıllığı ondandır ellerimin. Bir zaman oldu güllerim kurudu kaldı sırtımda yozlaşmasına inat sevdanın. Ben de işte o ara kaybettim gözlerimin ışığını. Yıldızları o zamandan beri göremiyorum. Şimdi hangi zamandayım bilemiyorum. Kulaklarımda bir seda çöllerden, dağlardan ve zindandan kalan… Bir acı yakarış Züleyha’nın kabrinden. Gözlerimde silinmeyen yüzler görmeye hasret kaldığım. Bir çöl çocuğu, dağ lalesi ve binlerce gül daha dalından koparılmamış. Burnumda alabildiğine gül kokusu tek kalan. Dedim ya ben gül hamalı. Gül taşıdım terleri bile gül koksun diye aşıkların. … Ben zamanı hesap edemiyorum saatle, günle, ayla ve yılla… Ben zamanı kelimelerle hesap etsem olmaz mı? Cümleleri olsa her vaktin, her dakikanın ve her saatin. Hayalini kurduğum şehirlerde bir çay vaktinde demli bir çayı yudumlarken bir dosta dertlensem, dinlesem ve dinlensem. Sonra gizlensem en kuytu bir köşede. “Ne güzel olur” diyorum. Kendi kendime sayıklar gibi konuşuyorum sonra. “Keşke” diyorum “keşke insanlar kıymetli şeyler biriktirseler bu hayatta. Paradan kıymetli şeyler…” 49