Dilhâne Eylül eylül | Page 46

Yavuz Sultan Selim Han’ın Vefatı Yazı Ahmet Sefa Kahveci Kur'ân'ın sitayişle bahsettiği bu kutsal mabed 12.000 kandille aydınlatılır. Padişah bu kutsal kente namaz vaktinden önce girer. Önce Kubbetü's Sahra'da Rummân Davud (a.s.) ile Nahl-i Hamza (r.a.) ziyaret eder. Sonra Hacer-i Sahra'yı tavaf eder. Daha sonra Kubbe-i Sahra'nın altına iner ve burada iki rekât hacet namaz kılar. Buradan akşam namazının edası için Mescid-i Aksa'ya geçer. Görevliler, padişahı kokulu mumlarla karşılarlar. Sultan burada akşam namazını eda ettikten sonra, biraz dinlenir. Daha sonra burada iki rekât hacet namazı kılar, dualar eder. Yatsıyı da eda ettikten sonra otağına döner. Sultan, ertesi sabah binlerce koyun ve deve kurban ettirir. Kubbe-i Sahra'yı ziyaret eder ve Mescid-i Aksa'da iki rekât hacet namaz kılar. Daha sonra şehri gezer, Kudüs halkına ihsanlarda bulunur. 1 Ocak 1517'de Kudüs Şehrinden ayrılır.Bu zaferlerin ardından gelen Ridaniye Meydan Muharebesi'yle de insanlığın son peygamberi Muhammed Mustafa(S.A.V.) Efendimiz Hazretlerinin halefi(yani onun yerine bakan idareci) anlamına gelen Halefilik Osmanlı Devletine geçti.Sert mizacının yanında Sultan Selim şiirle de ilgilenmiş gazeller yazmıştır. “Sanma şahım herkesi sen sadıkane yar olur Herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyar olur Sadıkane belki ol alemde bir dildar olur Yar olur ağyar olur dildar olur serdar olur” Şah İsmail'e yazdığı şu beyitlerin hikayesi şöyledir: Yavuz şiire, edebiyata ve satranç oynamaya meraklı biridir. Aynı şekilde Şah İsmail'de de bu özellikler vardır. Sarayında ünlü şairleri barındırır ve çok iyi satranç oynar. Bunu bilen Yavuz Şahın şahın bu özelliğinden yararlanmak ister. Tebdili kıyafetle (gezgin bir abdal kılığında) şahın ülkesine gider. Hanlarda, kervansaraylarda satranç oynayarak önüne geleni yener. Haber Şah İsmail'e ulaşır. Şah der ki çağırın birde benimle oynasın. Yavuz Şah'ı da yener. Şah sinirlenir ve Yavuz'a der ki: " sen edep nedir bilmez misin? Hiç şahlar mat edilir mi?" Elinin tersiyle Yavuz'a bir tokat atar. Şahın kızdığını anlayan Yavuz onu yücelten şiirler okumaya başlar. İşte şahın huzurundan ayrılırken de bu şiiri okur. 46