Mekke-i Mükerreme
Yazı
Asiye Eroğlu
Mukaddes şehirlerin ilki, peygamberler şehridir Mekke. Ümmü’l-Kurâ yani
gelmiş geçmiş bütün şehirlerin anasıdır. İnsanlık tarihi kadar eskidir mâzisi. Son
peygamber Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’nın doğduğu ve ömrünün dörtte
üçünü, peygamberliğinin on üç yılını geçirdiği kutlu şehirdir Mekke. Tarihî bir
şehir olan Mekke, gönülleri tutuşturan bir meşaledir. Efendimiz (s.a.v)’nin
doğumuyla büyük bir değişime uğramıştır. Beldelerin en güzelidir. Rasulullah’ın
ve ashabın ölümsüz hatıraları ve dayanılmaz çilelerine şahittir. Medeniyetin
beşiği, Hak ve hakikatin eşiğidir. Hak ve batılın mücadelelerine ev sahipliği
yapmıştır. Mekke’nin Fethi, İslâm tarihinin dönüm noktalarından
biridir. Müslümanlar için bir milâttır. Efendimiz on bin kişilik İslâm ordusuyla
Mekke’ye girdiğinde şu kutlu çağrıda bulunur: “Benim hâlimle sizin hâliniz,
Yusuf’un kardeşlerine dediğinin tıpkısı olacaktır. Yusuf’un kardeşlerine dediği
gibi ben de diyorum: ‘Size bugün hiçbir başa kakma ve ayıplama yok. Allah, sizi
bağışlasın.
29