Dilhâne Eylül eylül | Page 25

Büyüdük Biz Yazı Ahmet Hamdi Köksal ‘Doğdum ve olaylar hızlıca gelişti’ diyorlar. Evet öyle oldu. Doğduk ve bir varoluş hikayesinin içine girdik. Daha sonra elimizden tutup okula götürdüler. Zaman geçti, yaz tatillerinde köyümüze götürdüler. Otobüslerin dinlenme tesislerinde garip bir telaş ile dinlenmeye koyulduk. Bir kâse mercimek çorbasının ardından içilen çayların muhabbeti unutulmayacak, değişik anılar olarak akıllarımıza kazındı. Belki de "şehirler arası yolculuklarda vazgeçtik çocuk olmaktan.."

Yıllar geçti ve büyüdük.. Okul bitti, iş hayatı başladı. Hayatımızı dönemselleştirip her birine bir isim giydirerek hayatımızı parçalara böldüler. Bir de baktık ki biz de menfaat savaşına dahil olmuşuz. ‘Para kazan’ dediler. ‘Ev al’ dediler. ‘Araba al’ dediler. Onlar konuştu, biz dinledik. Gazla çalışmıyorduk ama iyi gazlanıyorduk. Toplum psikolojisi bizi her şeyin en iyisine sürükledi. Bir süre sonra baktık ki daha iyisinin olabilmesi için iyi bir insan olabilmek yetmiyormuş. En iyi cep telefonunu kullanan kötü demek değildir, yanlış anlamayın. En iyi cep telefonunu kullanıp kötülük yapanları gördüğümü söylüyorum.

En iyisi olabilmek için verdiğimiz savaşta aldığımız ağır yaralar bizi zorlamaya başladı. Bu sefer de savaşı tersine çevirip toplum ile savaşmaya başladık. İnsanları kendimizden daha aşağı, kendimizi insanlardan daha iyi görmeye başladık. Nereden geldiğimizi unuttuk kısacası... Çocukken salçalı ekmek yiyerek ettiğimiz muhabbetleri unuttuk.. Zamanla hızla geçti ve biz maalesef büyüdük.

 Belki de "şehirler arası yolculuklarda vazgeçtik çocuk olmaktan..." 25