Dilhâne Eylül eylül | Page 21

Varılamayan İnsan Ş iir Mahmud Üskübi Devirler devrilir üzerine ve geçer ey insan Ve sen hâlâ yalnızlık kuyusuna düşünce ölmektesin Elemlerle kavrulduğun ateşe dönüp bir baksan O vakit anlayacaksın, biri iki görmektesin Çoğaltmakta her yeni mutluluk, hüznünü ve kederini Duyguların istilasına uğrayıp her gün kaça bölünmektesin ? Seher vakti gelince dupduru olup anlarsın işlerin hikmetini Ârif isen bilmelisin, her baktığında biraz sen görünmektesin Senin kavramın üzerine kördüğümler attı modern dünya Tarifini yapamadı bilginler, bu sebeble mi gözyaşı dökmektesin ? Dağların bile taşımaya cesaret edemeyeceği yükü yüklendin ya KâluBelâ'dan bir nağme işitip, yırtıp gömleğini aşk ile dönmektesin Dün, bugün ve yarın adlı bir çemberin içine kısılmışsın Ânın zevkine ulaşmak için mi sefer edip yollara düşmektesin ? Ne vakit ayna olmaya kalkışsan dertsizlere, kırılmışsın Dervişlik hırkasını giyip sırtına, bundan mı sessizce gezmektesin ? Gözlerini kör etmişsin nesnelere, dilini lâl kılmışsın kelimelere Neyin kokusunu duymaktasın a canım, tenhalarda inlemektesin Üflemiş kutsal bir nefes ardı sıra kalbindeki mühürlere Anladım ey dost sen men aref sırrını bilmektesin 21