Dilhane Nisan Sayısı nisan | Page 55

soğukluk vardı. Zaten bu havalar çok hoşuna giderdi, tek tatil günü olan pazar günleri çıkıp deniz kenarında yürüyüş yapardı.Yine hayal âleminde gezerken bir ses dikkatini dağıttı. ’Hayırlı sabahların olsun Mehmet oğlum.’ Soluna dödüğü zaman çiçekçi Yaşar amcayı gördü. Bu adam 70 yaşını geçkin, eşini erken yaşta kaybetmiş, kendini çiçek yetiştirmeye adamış, tüm sıkıntılarını onlar sayesinde atan al yanaklı tonton bir görünüşe sahip kendi halinde bir çiçekçi.’ Hayırlı sabahlar Yaşar amca’ deyip yürümeye devam etti. Mehmet’in çalıştığı sahaf dükkanı çiçekçinin iki dükkan yanında dükkanın önüne gelince anahtarları paltosunun cebinden çıkarıp kepengi kaldırdı ardından kapıyı açtı. Bu dükkana her girişindeki o kitap kokusu Mehmet’i kendinden alırdı. Kahveden bir çay söyleyip kahvaltısını yaptı. Eline Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanını alıp okumaya başladı. Kitaba o kadar kapılmıştı ki dükkana gelen kadını fark etmedi. Sonradan fark edip nasıl yardımcı olabilirim diye sordu. Kadın da Orhan Pamuk’un Sessiz Ev romanını sordu. Romanı bulup kadına verirken dağılan saçını arkasına attığında kadın alnındaki izi fark etti. İçinden yoksa Mehmet dedi ve öylece kalakaldı. Devamı gelecek sayımızda... 55