Dilhane Nisan Sayısı nisan | Page 53

Neslihan Çakır Sen gönül nedir bilir misin? Ta içinden gelen sesleri duyabilir, kopan fırtınalara tanık olabilir misin? Her yerinde nakış nakış işlenmiş adı okuyabilir misin? Ya "Aşk" ülkesindeki sevda dağına ulaşıp yâri seyreyleyebilir misin? Dağlarla iki hasbihâl edip yüce sırra erişebilir misin? Peki yağan yağmurda gözyaşını yağmurla birleştirip ağladığını gizleyebilir misin? Hasret sana tatlı gelir mi? Acı, ızdırap...En büyük arzun sevgiliye mi ulaşmak mesela? Dilin lâl olduğunda, beden ve ruh sükûnete ulaştığında, dinle kalbini. Sevdiğinin adını zikreyliyor mu, ALLAH diyor mu? Bil ki hüznün varsa ve eğer bu hüzün Allah’a olan aşktansa, O yüce sevgili ahvalini mübarek eylesin. Lakin Hak’tan gayrıysa hüznün, Rabb’im seni hakikate erdirsin. Hû’daki sırra ulaşamayınca neylesin gönül vuslatı? Koyamadıktan sonra secdeye alnı, La ilahe illallah tevhidinin manasını bilemedikten sonra ha yaşayan bir ceset ha canlı bir ruh farketmez. Hak erleri boşuna dememiş: Ölen hayvan imiş aşıklar ölmez. 53