O günden sonra içimde
hep bir Leylâ sakladım. Onu
bir daha hiç
görmeyecektim belki de
ama bana ömrüm
boyunca yetecek bir şey
öğretmişti Leylâ.
Şimdi ne zaman mendil
uzatan bir çocuğa rast
gelsem, anlıyorum ki
‘’peçete kalsın’’ deyip
ellerine birkaç kuruş
bırakmaktan daha fazlasını
istiyor bizden.
Bir çocuk… Ne olursa olsun
hor bakılmayı, itilip,
kakılmayı ve hepsinden
öte asla parayla
geçiştirilmeyi hak etmiyor
bence…
Her çocuk, hele ki kaçtığı
bir cehennem misali
savaşsa eğer; her çocuktan
daha çok öpülmeyi,
gülümsemeyi ve
kucaklanmayı hak ediyor
olmalı, birileri bunu
yapmalı…
Bu günden sonra içinizde
bir Leylâ’nın olup
olmadığını yoklayın. Eğer
bir Leylâ rüzgârı esmemişse
henüz, ne olur geç
kalmayın!
Ama eğer çoktan Leylâlar
dolaşır olduysa yüreğinizde
onlara iyi bakın,
kaybetmeyin, tekrar
çaresizlik savaşına itmeyin
onları…
Unutmayın ki eğer Leylâlar
bizim verdiğimiz para
yüzünden bir gün gülmeyi
hepten unuturlarsa ne
Allah(c.c.) verdiğimiz
sadakadan memnun olur,
ne de biz bu savaşın
içinden çıkabiliriz… Leylâ
gülmeyi unutursa eğer en
korkunç savaşın ortasında
kalmış demektir ruhlarımız…
Tüm konuşulanları bir
kenara bırakın ve hissedin,
sadece bir his, belki de
dünyanın en mutlu insanı
olursunuz…
36