Yapılan bir ankete göre vatandaşımız sosyal medyanın daha da genel olarak düşünürsek internetin bizi
kötü etkilediği kanaatinde ve bu durumdan korkuyor.
Bilinçsiz kullanılan bir sosyal medyadan ve kullanıcı
kitlesinden dolayı interneti suçlamak ya da bizi kötü
etkilediği kanaatine varmak doğru değil. Çünkü internet sosyal medyadan ibaret değil. Olaya bu gözle
bakmamak gerekiyor, internet tek tıkla dünyanın öbür
ucuna ulaşabilme imkanını sağlıyor bizlere. Yani biz
interneti yararlı kullanmak istesek fazlasıyla faydalanabiliriz. Burada en büyük hata bizlerde, elimizde
günden güne gelişmemizi sağlayacak bir potansiyel
var ve o potansiyelin nasıl kullanılacağını belirleyenler bizleriz. Sosyal medya aracığı ile içsel olarak
yalnızlaşmamızın en büyük nedeni, bizim birbirimizi
etkileyerek, kendimizi olmak istediğimiz insan gibi
göstermeye çalışma çabalarımız. Sosyal medyada ne
kadar mutluymuş, iyiymiş, her şey yolundaymış gibi
davranırsak hayatımız o kadar güzelleşecek zannediyoruz. Sosyal medyada oluşturduğumuz profil ile
gerçek hayatımızın arasına sıkışmaya başlayacağımızı fark edemiyoruz. Bu durumu yine bir mutfak örneğiyle anlatmak istersek, “Yemeğe misafiriniz gelecek
ama siz yemek yapmayı bilmiyorsunuz. Yemek
yapmama gibi bir şansınız yok ve yemek yapmayı öğrenecek kadar da vakit yok; daha
önce Facebook’da, Instagram’da kendiniz yapmış gibi yemek fotoğrafları
paylaştınız. Çevrenizdeki herkes de o
yemekleri sizin yaptığınızı düşündü
ve bu güzel tatları bir de biz tadalım diye size geliyorlar. Bu durumda,
yemek yapmayı bilmediğinize göre
yemekleri dışarıdan sipariş edip masayı
düzenlemeye başlayacaksınız demektir. “
Şimdi durum değerlendirmesi yapalım; misafirler o
yemeklerin hazır olduğunu düşünmez çünkü hazır
yemek alıp önlerine koyacak olsaydınız zaten onları
dışarıda yemek yemeğe davet ederdiniz, değil mi?
İşte sosyal medya da böyle, siz insanlara kendinizle
ilgili ne kadarını gösterirseniz insanlar da sizinle ilgili o kadarını bilir. Önemli olan dertlerinizi yansıtıp
yansıtmamanız değil.Önemli olan sadece ve sadece
kendiniz olmanız.
Kimse size Facebook’ta duvarınıza eşimle kavga ettim, işimle ilgili sorunlarım var yazın demiyor ki. Sadece olmadığınız biriymiş gibi görünmemenizi ifade
etmek istiyor. Eğer öyle görünürseniz benim bir kazancım olur mu? Hayır. Kaybım olur mu? Hayır. Bu
yazdıklarım, eleştiriden ziyade herkesin zihninde
kurduğu ama kimsenin bir türlü dile getiremediği sorunların dile getirilişi aslında. Sürekli olarak bir sosyal ağda insanlarla iletişim kurmanın mümkün olmadığını kabullensek, ağ üzerindeki hayatımızın dışında
bir de fiziki bir hayatımızın olduğu bilinciyle hareket
etsek, belki de her şey daha güzel olur.
73