teknolojileri ile her bireyin birer yayıncıya dönüştüğünü, bilgi ve iletişim teknolojilerinin ortaya çıkardığı yeni medya veya sosyal medya mecralarının,
radyo- televizyon ve basılı yayınlar gibi geleneksel
medyanın bugüne kadar sunduğu çerçeveyi değişime
zorladığına değindi. Diğer yandan, Semiz, bilgi ve
iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin telif hakları
hukuku alanına dinamik bir yapı kazandırdığına da
vurgu yaptı.
Genç Nesil yakın akrabalarının ekleme talebi gönderme, profil resmine yorum yapma tehdidi altında Facebook’tan vazgeçiyor
Sosyal medyada etkileşimin çok yönlü olduğu yeni
alanlar yaratıldığını belirten Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Aslı Tunç daha önce pasif
izleyici modellerine dayanan klasik iletişim kuramlarının yerini üretime katkıda bulunan izleyicilerin
olduğu modellerin aldığını söyledi. Tunç’a göre; Her
geçen gün yeni sosyal medya mecraları daha popüler
buna karşılık Facebook gibi yaş ortalamasının arttığı
siteler daha demode hale gelmeye başladı.
Şu anda, paneli dinlerken bile “ağ”dasınız:
Sosyal medyayı kavramlar ile değerlendiren Ankara
Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ruken
Öztürk sosyal medyanın bir etiketleme ve damgalama mekanizmasına sahip olduğunu, sürekli olarak
ağda olma durumu yarattığını ve panel esnasında
dahi salonun neredeyse tamamının bir şekilde ağda
aktif durumda olmasının sürekli olarak bir etkileşim
içerisinde olduğumuzu ortaya koyduğunu belirtti.
Türkay Alıca
Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar
Hukuk Mahkemesi Hâkimi
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ufuk Eriş ise, Sürekli bir
yayın akışı, her an yeni bir haber ya da güncellenme
olduğunu ve bu akışın dışında kalmanın ve bir teknofobik gibi davranmanın günümüz koşullarında artık
mümkün olmadığına dikkat çekti.
Esere erişim temel bir insan hakkıdır
Panelin ikinci oturumunda Ankara 3. Fikri ve Sınai
Haklar Hukuk Mahkemesi Hâkimi Türkay Alıca, Sosyal
medyada eser sahipliği sorununu ele alan temel metin olarak bahsettiği Birleşmiş Milletler Temel Haklar Bildirgesinden yola çıkarak eserden yararlanma
hakkının temel bir hak ve eser sahibinin haklarının
bu husus gözetilerek korunması gerektiğine dikkat
çekti.
Esere erişim hakkının belirli bir koruma refleksi çerçevesinde temel bir insan hakkı olarak ortaya çıktığını belirterek konuya giriş yapan Alıca, yaratılan eserler hakkındaki klasik korumacı algıdan vazgeçilmesi
gerektiğini belirterek, çoğaltma, kamuya yayma ve
istisnaların artırılması ile serbest meslek birliklerinin
artık daha aktif rol oynaması, teknolojiye paralel gelişen yeni iş modelleri ile internete sunulan eserlerle
ilgili istisnalar getirilmesi gerektiğini belirtti. Alıca,
bu istisnalarla sosyal medya aracılığı ile yeni eserler
daha hızlı ve daha çabuk yayılacağına dikkat çekti.
140 karakterden oluşan bir tweet eser olabilir
mi?
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi
Yard. Doç. Dr. Zehra Özkan ise kullanıcı tarafından
yaratılan içeriğin eser niteliğine değindi ve Twitter,
Facebook gibi sosyal medya araçları kullanılarak yapılan paylaşımların hangilerinin ne ölçüde eser olabileceği konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Özkan, gündelik paylaşımlar fikri haklar korumasından yararlanmayacağını, ancak bir paylaşımın
Yard. Doç. Dr.
Zehra Özkan
55