BES-İN Dergisi Nisan 2018 | Page 53

Endüstri ürünlerinde sık sık karşımıza çıkan mısır ve glikoz şurubu doğal bile- şikler midir? Güvenle tüketilebilir mi? Doğal bileşikler değillerdir ve endüstri bu anlamda bizi sıkıntıya sokuyor. Hem miktarını çoğaltıyor hem bağımlılık hissini arttırdığına dair bir sürü çalışma mevcut. Bu anlamda doğal şekerden uzaklaşmış olduğumuz için mümkün olduğu kadar tüketilmemesi gereki- yor. Sosyal medya üzerinden ve internetten satışı yapılan bir takım “zayıflama çayı veya öğün yerine geçen karışımlar” kullanılarak sağlıklı bir şekilde kilo kaybı sağlanabilir mi? Sadece çay ya da karışımlarla kilo kaybını sağlamak mümkün değil ancak hızlandırıcı etkisi olabilir. Aslında hiçbir besinin zayıflatı- cı etkisi yoktur. Bu sadece beslenme progra- mının toplam enerji dengesinin düzenlenme- siyle, alınan ve harcanan enerji dengesini oluşturmakla mümkündür. Genellikle sosyal medyada gördüğümüz zayıflama çayı olarak geçen çoğu çayın içinde ‘’sinameki’’ var. Maalesef bu da bağırsak tembelliğine, bağır- sak villuslarının yapısının bozulmasına ve çayı kullanmanın bağımlı hale gelmesine neden oluyor çünkü villusların yapısı bozul- duğu için çayı bıraktığımızda bağırsak hare- ketlerimizin eskisinden daha kötü hale gelmesine neden oluyor. Zayıflama çayların- da en çok gördüğümüz olay budur. Bunun dışında metabolizma hızlandırıcı olan yeşil çay diyetimize eklenebilir ama bunlar sadece kilo kaybını hızlandırıcı etkilerdir. Tek başına zayıflamaya sebep olmaz. Son olarak spor yapan herkes protein tozu kullanmalı mıdır, gidilen spor salonlarında “spor eğitmenlerinin” yazdıkları proteinden zengin diyetler güvenilir midir ve diyetisyen dışında başka meslek grupları da diyet yaza- bilir mi? Evet, bu da çok sıkıntılı bir süreç bizim açımızdan. Spor yapan herkes kesinlikle protein tozu kullanmamalıdır. Protein tozu ne kadar doğal bir gıda olsa da vücudu- muz belli bir proteini metabolize edecek şekilde çalışıyor. Bu durumda protein tozu kullandığımızda ekstra aldığımız her fazlalık karaciğerde birikiyor böbrek işlevlerinde sorunlara yol açıyor hatta yetmezliğe kadar götürebiliyor. Bu nokta- da kesinlikle protein tozuna karşıyım. Spor öncesi ve sonrası öğünleri düzenlemek, protein ağırlıklı beslenmek önemli ama protein tozuyla değil. Diğer soruya baktı- ğımızda ise evet gerçekten diyetisyenler dışında çokça diyet yazan bir grupla karşı karşıyayız. Günümüzün en büyük sorunla- rından birisi de bu. Özellikle antrenörler ve yazdıkları çoğu şeyde takviye var. Perde arkasında antrenörlerin bundan komisyon alması yatıyor. Bu anlamda 4 senelik lisans eğitimimizi almadan kimse- nin diyet yazması doğru değildir.