Endüstri ürünlerinde sık sık karşımıza
çıkan mısır ve glikoz şurubu doğal bile-
şikler midir? Güvenle tüketilebilir mi?
Doğal bileşikler değillerdir ve endüstri bu
anlamda bizi sıkıntıya sokuyor. Hem miktarını
çoğaltıyor hem bağımlılık hissini arttırdığına
dair bir sürü çalışma mevcut. Bu anlamda
doğal şekerden uzaklaşmış olduğumuz için
mümkün olduğu kadar tüketilmemesi gereki-
yor.
Sosyal medya üzerinden ve internetten
satışı yapılan bir takım “zayıflama çayı
veya öğün yerine geçen karışımlar”
kullanılarak sağlıklı bir şekilde kilo kaybı
sağlanabilir mi?
Sadece çay ya da karışımlarla kilo kaybını
sağlamak mümkün değil ancak hızlandırıcı
etkisi olabilir. Aslında hiçbir besinin zayıflatı-
cı etkisi yoktur. Bu sadece beslenme progra-
mının toplam enerji dengesinin düzenlenme-
siyle, alınan ve harcanan enerji dengesini
oluşturmakla mümkündür. Genellikle sosyal
medyada gördüğümüz zayıflama çayı olarak
geçen çoğu çayın içinde ‘’sinameki’’ var.
Maalesef bu da bağırsak tembelliğine, bağır-
sak villuslarının yapısının bozulmasına ve
çayı kullanmanın bağımlı hale gelmesine
neden oluyor çünkü villusların yapısı bozul-
duğu için çayı bıraktığımızda bağırsak hare-
ketlerimizin eskisinden daha kötü hale
gelmesine neden oluyor. Zayıflama çayların-
da en çok gördüğümüz olay budur. Bunun
dışında metabolizma hızlandırıcı olan yeşil
çay diyetimize eklenebilir ama bunlar sadece
kilo kaybını hızlandırıcı etkilerdir. Tek başına
zayıflamaya sebep olmaz.
Son olarak spor yapan herkes protein
tozu kullanmalı mıdır, gidilen spor
salonlarında “spor eğitmenlerinin”
yazdıkları proteinden zengin diyetler
güvenilir midir ve diyetisyen dışında
başka meslek grupları da diyet yaza-
bilir mi?
Evet, bu da çok sıkıntılı bir süreç bizim
açımızdan. Spor yapan herkes kesinlikle
protein tozu kullanmamalıdır. Protein tozu
ne kadar doğal bir gıda olsa da vücudu-
muz belli bir proteini metabolize edecek
şekilde çalışıyor. Bu durumda protein tozu
kullandığımızda ekstra aldığımız her
fazlalık karaciğerde birikiyor böbrek
işlevlerinde sorunlara yol açıyor hatta
yetmezliğe kadar götürebiliyor. Bu nokta-
da kesinlikle protein tozuna karşıyım. Spor
öncesi ve sonrası öğünleri düzenlemek,
protein ağırlıklı beslenmek önemli ama
protein tozuyla değil. Diğer soruya baktı-
ğımızda ise evet gerçekten diyetisyenler
dışında çokça diyet yazan bir grupla karşı
karşıyayız. Günümüzün en büyük sorunla-
rından birisi de bu. Özellikle antrenörler
ve yazdıkları çoğu şeyde takviye var.
Perde arkasında antrenörlerin bundan
komisyon alması yatıyor. Bu anlamda 4
senelik lisans eğitimimizi almadan kimse-
nin diyet yazması doğru değildir.