Benzin Magazin OCAK 2016 | Page 48

İzlenim ‘Sahiden, çamurluk tasarlama sanatında Ian Callum kadar başarılı başka sanatçı var mı acaba? F-Type o kadar güzel görünüyor ki, salonunuza bir tanesini koyup karşısında saatlerce oturabilirsiniz’ H Hemen her otomobil markasının geçmişiyle birlikte şekillenmiş bir algısı, bir ‘vitrini’ vardır. BMW’yi ele alalım: Günümüzün 3 Serisi’nde sürüş yaparken, bu otomobilin en kuvvetli kartı olan dinamizmin bir zamanlar Nürburgring virajlarını ateşe veren E30 yarış otomobilleri sayesinde bu noktaya ulaşabildiğini bilirsiniz. Dahası, filmi biraz daha geriye sardığınızda 3.0 CSL’nin kulakları yırtan egzoz sesine kadar ulaşmanız mümkündür. Aynı durumu Aston Martin için OCAK / 2016 irdeleyelim: Modern Aston’lardaki karizmanın Goldfinger filminde DB5’ine yaslanmış Sean Connery’den beslenmediğini iddia edebilir misiniz? Hayır. Konu İngilizlerden açılmışken, hemen Bentley’e dönelim: Çift soyadlı soylular, balaklavanın kapatmadığı yerleri simsiyah olmuş yüzler ve yeşil. Bu arada yeşil değil, İngiliz Yarış Yeşili. Bazı durumlarda tablo yukarıdaki örneklerde olduğu gibi işlemez ve geçmişlerinin tamamından veya bir bölümünden kurtulmak isteyen firmalara rastlarız. Örneklerden devam edelim: Çocukluğunuzdaki Hyundai imgesiyle, şu anki Hyundai örtüşüyor mu? Koreli firmanın son yıllarda geçmişe mazi diyerek pırıl pırıl bir başlangıçla yeniden yapılandığını biliyoruz. Peki ya geçmişinin bir bölümünden kurtulmak isteyen bir firma var mıdır? Bu noktada konumuzu olması gereken yere çevirip Jaguar’la devam edebiliriz. Jaguar dendiğinde firmanın 1988’deki Le Mans galibiyetini