POMPACI
‘Yoksa benzini
kim koyacak’
işler Türkiye’de olduğu gibi mi
yürümektedir? Hukukun gücü
yerine güçlülerin hukuğu mu
işlemektedir?
Bu köşeyi takip edenler bilir ki;
Volkswagen Grubu ile ilgili bugüne
kadar yeri geldiğinden iğneleyerek
olumlu yazılar yazdım. Bu olayın
patlak vermesinde başka faktörler
olduğunu düşünüyorum. Yıllardır
dizel motorların gelişimine
övgüler yapanlar ne oldu da şimdi
fikirlerini değiştirerek dizellerin
ömrünün sonunun geldiğini
belirtiyorlar. Geleceğin hibritte
olduğuna yöneliyorlar. Elektrikli
araç üreticilerine de bu anlamda
gün doğdu o da ayrı bir yazı
konusu...
Değinmemiz gereken bir diğer
konu da enerji kaynak kullanımları
ile alakalıdır. Dünyada dizelin en
yaygın olduğu kıta Avrupa.
Amerika’daki dizel kullanımı,
kamyonlar haricinde belli başlı
Avrupalı üreticilerden geliyor.
Volkswagen’in de payı çok yüksek.
Kocaman kamyonetler de bile
kalıplarına uygun devasa dizeller
vardır. Bunlar da ağır işlerde
kullanılır. Ford’un V6 EcoBoost
motorlara geçmesi ile
muhafazakar kullanıcılar isyan
etmişler ve olayı adeta “V8’imi
geri ver” kampanyası noktasına
getirmişlerdir. Japonya’da ise
binek otomobillerde dizel
kullanımı neredeyse yüzde 2
seviyesindedir ve bu oranın çok
büyük bir kısmını Mazda’nın
SKYACTIV teknolojisine sahip
araçları oluşturmaktadır. Hatta
Mazda geçtiğimiz gülerde
Volkswagen’in kullandığı yazılımın
araçlarında bulunmadığını
açıklamıştır kendini bu olaydan
sıyırmak için...
Volkswagen’in “dizelgate”
vakası Türkiye’yi gram
ilgilendirmeyecektir kanımca.
‘Hani şu radyasyonlu
çayı, ‘Bu çayda
radyasyon yoktur’
diyerek içip de
kanserden ölen
bakan vardı...’
Çünkü bizde emisyonlara dayalı
hiç bir halt yenmemektedir. Doğuş
Otomotiv’in konuya dair
açıklaması da kısa, öz ve politik
duruşun doruklarındadır.
Türkiye’de bugüne kadar kaç kere
geri çağırma vakası kamuoyuna
gerektiği gibi duyurulmuştur? Ben
sadece Toyota’yı hatırlıyorum.
Bunun haricinde firmalar açık açık
geri çağırma işlemlerini-onu da
yaparlarsa-duyurmadan
yapmakta ve mümkünse
müşterilere sorunları
yıkmaktadırlar. Ana söylem de
genellikle kullanıcı hatasıdır. Bu
açıdan Türkiye ticaret yapmak için
çok karlı bir ülkedir. Kimse hakkını
tam anlamıyla arayamaz çünkü...
Volkswagen Grubu’nun söz
konusu motorlara sahip araçları
Türkiye’de geri çağrılacak mı buna
dair aradan geçen neredeyse bir
ayda hiç bir açıklama
yapılmamıştır. O zaman Kyoto
antlaşmasını imzalamamış bir üke
olarak zehirli gazları solumaya da
devam edebiliriz. Hani şu
radyasyonlu çayı, “Bu çayda
radyasyon yoktur