Yazar
Tüketici kime güvenecek?
FABRIKANIN AÇIKLADIĞI VERILERIN HER ZAMAN DOĞRU
OLMADIĞINI BIR KEZ DAHA GÖRMÜŞ OLDUK!
P
ek çoğunun otomobil
üretiminden bihaber
olan Türkiye’deki
otomobil firmalarının
pazarlama departmanları,
otomobil yayıncılığı yapan
mecralar ile sürekli itiş-kakış
yaşarlar. Konusunda uzman olan
otomobil yayınları yakıt tüketimi
ölçümleri yaparlar. En azından biz
öyle yaptıklarını varsayıyoruz. Bu
yayınların açıkladıkları ortalama
yakıt tüketimleri ile firmaların
açıkladıkları ortalama tüketim
değerleri birbirini neredeyse hiç bir
zaman tutmaz. Sonra da iki kurum
arasında tatsızlık çıkar. Aman
efendim neden bizim aracımızın
yakıt tüketimini yüksek yazdınız;
bize bir gareziniz mi var, iyi reklam
vereniz biz; gibi ifadeler peşi sıra
gelir.
Gerçek yol koşullarında yapılan
testleri yansıtmaya çalışan
otomobil yayınları genellikle yol
bilgisayarından bu bilgileri
aktarırlar. Çok çok azı gerçek
anlamda tüketim testleri yaparlar.
Nasıl mı? Depoyu ağzına kadar
doldurur, 100 km mesafe kat eder
ve depoyu yeniden taşırana kadar
yeniden doldururlar. Bu arada
kilometre sayacı sıfırlanır ve 100
km’de ne kadar yakıt harcandığı
ortaya çıkar. Elbette bu ölçümlerde
OCAK / 2016
hem şehir içi hem de uzun yol
rotası takip edilmelidir, belirli hız
parametrelerine uyulmalıdır. Gönül
ister ki hava ve yol koşulları da
aynı olsun ama bu pek de mümkün
olmaz! Sonuçta tüketicinin o araç
ile yapabileceği optimum tüketim
sağlanır. İş böyle olunca fabrikanın
açıkladığı verilere ulaşmak söz
konusu olamaz. Çünkü belli başlı
kriterler içerisinde yakıt
tüketimleri, üretici tarafından
laboratuvar koşullarına yakın
ölçümlerle açıklanır. Biz tüketiciler
de doğruluğu; hiç tanımadığımız,
bilmediğimiz kurumlar tarafından
onaylanan bu verilere kanarız.
Sonra da satın aldığımız
arabalarımızın yakıt tüketim
değerleri üzerinden geyik yaparak
komşumuza hava atarız. Yok
efendim benim arabam 5 litre
yakıyor da; kilometrede 35 kuruş
yakıyorum da falan...
Dünyanın hiç bir yerinde artık
güven unsuru kalmadığı çok açık.
Vahşi kapitalizm ve liderlik
arayışları, büyük şirket
yöneticilerinin koydukları
hedeflerle mühendislerin işlerini
zorlaştırıyor ve içinden çıkılmaz
durumlar yaşanıyor. Son olarak
Volkswagen Grup özelinde
yaşanan vakada da gördük ki;
yalancının mumu yatsıya kadar
yanıyor. Ancak bu olayda bir suçlu
aranıyorsa, bunun sadece
Volkswagen ile sınırlı olmadığı
söylenebilir. Volkswagen’in
açıkladığı verileri teyit eden başka
kurumlar yok mudur? Bu kurumlar
ölçümlerini neye göre
yapmaktadır? Sonuçlar neden
karşılaştırılmamaktadır? Yoksa