torba gibi malzemeler asılarak
sağa sola savrulması önlenebiliyor.
Cebimde anahtar ile yaklaşıp
hiç bir işlem yapmadan kapısını
açıyorum ve sürücü koltuğuna
oturuyorum. Elekrikli
koltukların ayarları kolayca
istenen doğru pozisyona
ayarlanabiliyor. Koyu renk
hakim olmasına rağmen
sunroof’tan giren ışığın da
yardımıyla iç mekan oldukça
ferah. Elektrikli ayarlanabilen
koltuk ayarını kolayca
yapabiliyorum. Deri koltuklar
ve ön konsol gerek görsel
olarak gerekse de dokunulduğunda kalite seviyesinin iç
mekanda yüksek olduğunu
hissettiriyor. Start-stop
düğmesine basarak 508’i
çalıştırıyor ve İstanbul’un
LED otomobilin birçok yerinde
kullanılmış. Özellikle karşıdan gelen
uzun hüzme ışıklara duyarlı farlar ve
hemen altında yanan gündüz farları ile
üç şeritli stop lambaları kalite hissini
en üst düzeye taşıyor
trafiğine giriyorum. Büyük
boyutlarına kısa sürede
alıştıktan sonra start-stop
sistemi durkalklarda hemen
devreye giriyor ve yakıt
tüketiminin artmamasına katkı
sağladığı gibi konforu da
bozmuyor. Koltuk ısıtma soğuk
kış günü içimi ısıtıyor.
Direksiyon üzerindeki
kumandaları deneyerek
fonksiyonlarını buluyorum.
Yol bilgisayarındaki değerleri
sıfırlıyorum. İstanbul trafiğinden yavaş yavaş çıkarak
otoyola doğru gitmeye
başlıyorum.
Konfor odaklı süspansiyon ,
rüzgar,motor ve yol sesi aracın
içine başarılı izolasyon
sayesinde az giriyor.
Cep telefonum ile araca
bluetooth üzerinden kısa süren
birkaç deneme sonra bağlanabiliyorum. Gideceğim rotayı
navigasyona yazmam araç
kullanırken uzun sürüyor.
Navigasyon sistemi daha
kullanıcı dostu olabilirdi.
Aracı yavaş yavaş denemeye
başlıyorum. Direksiyon
tepkileri olması gerektiği gibi.
Gaz pedalının tepkilerinde
önemli bir gecikme yaşamıyorum. Vitesler hızlı bir şekilde
yükseliyor ve küçülüyor.
2014 / kasım
2015 MART