kg’den biraz daha ağır olan
elektrikli otomobili dört
saniyeden daha kısa sürede
50 km/s’ye ulaştırıyor.
Ayrıca 140 km/s’lik
maksimum hıza ulaşabilen
otomobilin performans
değerleri gerçekten de
dikkat çekici. Otomobilin
vitese sahip olmaması
ise sürücü ve yolcuların
ekstra konforlu sürüşün
keyfini çıkarmasına yarıyor.
Renault hiçbir vitese sahip
olmamanın en iyi otomatik
şanzımandan daha iyi
olduğunu iddia ediyor ki,
üzerinde düşününce bu
durumun doğru olduğu fark
edilebiliyor.
ZOE’nin iç mekanı da
gerçekten kayda değer.
Markanın standart benzinli
veya dizel otomobillerini
kesinlikle aratmayan
ZOE’nin kabini, sahip
olduğu TFT gösterge paneli
ve R-Link infotainment
sistemi ile oldukça şık
görünüyor. Marka elde
etmek istediği şıklığa
ZEN konseptli iç mekan
ile ulaşmayı hedeflemiş.
Sadeliğinin yanı sıra
‘Take Care’ adıyla anılan
ileri teknoloji ürünü bir
klima sistemine sahip
olan otomobilin içine
oturduğunuzda, ZOE’nin
dışarıdan göründüğü kadar
küçük olmadığını fark
ediyorsunuz. Yeni otomobil
bütün bunların yanı sıra
338 litrelik bagaj hacmi
ile sahibine Clio’dan 38
litre daha çok bagaj alanı
sunuyor.
Renault, ZOE sayesinde
sıfır salımlı ulaşımı
geniş kitlelere sunmayı
hedefliyor. Fransız üreticiye
göre, 66.500 TL (pil kira
bedeli hariç fiyat) gibi
ulaşılabilir bir fiyata satılan
ilk araç olması nedeniyle,
günlük kullanım için ideal.
ZOE’nin pilleriyse, aylık 59
eurodan başlayan ve 180
euroya kadar devam eden
fiyatlarla kiralanıyor. Kira
bedeli, yapılan km’ye göre
belirleniyor.
220 voltluk adaptörü
opsiyonel olarak sunacak
olan ve bu adaptör olmadan
markanın Chameleon tipi
şarj sistemi üzerinden,
şarj sisteminin gücüne
göre 6 ile 9 saat arasında
tamamen şarj olabilecek.
Bana elektrikli otomobil
dendiğinde, aklıma
geçtiğimiz kış test ettiğim
Mitsubishi i-Miev aklıma
geliyor ve yaşadıklarımı
hatırlayınca tüylerim
diken diken olmaya
başlıyor. Standart
otomobilden hiçbir eksiği
olmayan Renault ZOE’nin
yakalayacağı başarıyı ise
merakla bekliyorum.
2014 / KASIM