İZLENİM
Arkada, üç boyutlu
stop tasarımı
dışında, çok da ilgi
çekici bir tasarım
detayı bulunmuyor
C
itroen’in diğer Fransız
markalardan daha farklı bir
imajı olduğunu kimse inkar
edemez. Bu biraz da yaratıcı
ve farklı tasarımlardan kaynaklanıyor.
Mesela DS serisine bir bakın; onlar
enteresan detaylara sahip olan, ancak
kesinlikle her beğeniye hitap etmeyen,
çok cesur modeller. Citroen,
yaratıcılığını sadece bu özel DS
modellerinde konuşturmuyor, ürün
gamındaki diğer otomobillerde de bir
şekilde farklılık yakalamaya çalışıyor ve
bunu yeni Picasso’da da görebiliyoruz.
O, MPV sınıfının diğer üyelerinden çok
daha özgün bir tasarıma sahip. En
azından benzerlerinden daha fazla
dikkat uyandırdığı, hatta parmakla
gösterildiğine tanık olduk.
Aslında bir önceki Picasso da pek
sıradan bir MPV sayılmazdı, o
dönemdeki rakiplerinden daha özgün
bir tasarıma ve akıllıca detaylara sahip
bir otomobildi. Citroen yeni modelin de
rakiplerinden farklılaşması için elinden
geleni yapmış gibi görünüyor. En
azından Jetgiller’deki uçan
otomobillere benzeyen ön camı ve bilin
kurgu filmlerini hatırlatan farlarıyla
zamanının biraz ötesinde görünüyor.
Ancak Citroen’in yaratıcılığı arka tarafa
geçerken biraz azalmışa benziyor. Bu
bölümde üç boyutlu stop tasarımı
dışında, çok da ilgi çekici bir tasarım
detayı bulunmuyor.
Yeni C4 Picasso’nun en önemli
özelliğiyse yepyeni bir platforma sahip
ARALIK / 2013
Citroen,
yaratıcılığını
sadece özel DS
modellerinde
konuşturmuyor,
ürün gamındaki
diğer
otomobillerde
de bir şekilde
farklılık
yakalamaya
çalışıyor ve
bunu yeni
Picasso’da da
görebiliyoruz
olması. O, PSA PeugeotCitroen Grubu’nun modüler
EMP2 platformunun üzerine
geliştirilmiş bir otomobil.
Aynı platform, yeni Peugeot
308’de de kullanılıyor, ancak
ülkemizdeki ilk EMP2
modelinin C4 Picasso olduğu
belirtmeliyiz. Bu yeni
platform bazı avantajları
beraberinde getiriyor.
Bunların en önemlisiyse
hafiflik! Özel alaşımları
sayesinde hem daha hafif
hem de daha sağlam olan bu
platform sayesinde yeni C4
Picasso, yerine geçtiği
modelden 140 kg daha hafif
bir gövdeye sahip. Bu da
daha bir düşük tüketim ve
daha iyi performans demek.
Bu sayede Picasso, 100
km’de ortalama sadece 4
litre yakıt tüketiyor ve
kilometrede 104 gramlık
düşük bir emisyona imza
atıyor. Bunlar fabrika verileri,
ancak 115 beygir gücündeki
1.6 litrelik e-HDi dizel motora
sahip olan Picasso ile fabrika
verisine yakın tüketim
rakamları elde etmek de
mümkün. Testimiz sırasında
Picasso, 4.5 litrelik bir
tüketime imza attı ki, aracın
bu kadar ekonomik
olmasında düşen ağırlık
kadar otomatik stop/start
sisteminin ve doğal olarak
tepkilerini yine pek
beğenmediğimiz robotize
şanzımanın da büyük bir payı
var.
EMP2 platformuyla birlikte
C4 Picasso’nun iç hacmi de
artmış. Kompakt dış
boyutlara rağmen, artan
dingil mesafesi sayesinde,
otomobil artık daha ferah bir
kabin sunuyor. 55 mm daha
uzun dingil mesafesine sahip
olan C4 Picasso’nun böylece
arkadaki diz mesafesi de 159
mm’ye çıkmış. Ayrıca omuz
mesafesi de dikkat çekici.
Arkada 3 adet tek koltuğa
yer verilmiş ki, bu üç
koltukta, yan yana oturan üç
yetişkin bile rahat edebiliyor.
537 litrelik (arka koltuklar
öne kaydırıldığında 630
litreye çıkıyor) bagaj
hacminin de beklentileri
fazlasıyla karşılayacağını
düşünüyoruz.
C4 Picasso’nun hacimli
kabini aynı zamanda
kullanışlı ve teknolojik de.
Dokunduğunuz her
noktasında yumuşak dokulu
materyallere yer verilen
kabin, ayrıca beklediğimiz
gibi özgün tasarım öğelerine
de sahip. Bununla birlikte
benzinmagazin.com