AUTOMAGG ARALIK 2018 | Page 4

EDİTÖR MERT YILMAZ 2019'DA BİZLERİ NELER BEKLİYOR? H atırlayacağınız üzere 2018 yılı büyük ümitler- le başlamıştı. Bir milyon adetlik satışın yakala- nacağı konuşuluyordu. Gerçekten de pazarımız bu potansiyele sahip. Hem üretim hem de ithalat yapan markalar oldukça güçlü. Ülkemizin nüfusu ve kişi başına düşen araç sayısı da belli. Yani ekonomik bir durgunluk olmadığı takdirde bir milyonluk limitin aşılması çok da anormal bir şey değil. Hatta po- tansiyelin çok daha yüksek olduğu söylenebilir. Çünkü yukarıda da belirttiğim gibi kişi başına düşen araç sayısı Avrupa'dan düşük. TÜİK verilerine göre 2017 Ocak ayı itibarıyla Türkiye'deki toplam otomobil sayısının 11.4 milyon olduğu açıklanmıştı. Bu veri 2002 yılında 4.6 milyondu. Yani otomo- bil sayısında yaklaşık on beş yılda yüzde 150'ye yakın artış oldu. Bu bin kişiye düşen otomobil sayısının 143 olduğunu gösteriyor. 2018'de ise bu sayı 144'e yükseldi. Fakat Avrupa'da San Marino gibi küçük bir ülkede bile 1000 kişiye 1263 otomobil düşüyor. Yani herkesin otomobili var ve bazılarının da bir- den fazla. Tabii bu çok uç bir örnek ama diğerleri de çok çarpıcı. Mona- co'da 1000 kişiye 899 otomobil dü- şüyor. Zengin bir ülke, bu yüzden normal dediğinizi duyar gibiyim. Amerika'da 797, İzlanda'da 745, Lüksemburg'da 739, Avustralya'da 717, Yeni Zelanda'da 712, Malta'da 693, İtalya'da 679, Yunanistan'da 624, Finlandiya'da 612, Kanada'da 607, İspanya'da 593, Japonya'da 591, Norveç'de 584, Fransa'da 578, Avusturya'da 578, Almanya'da 572, Slovenya'da 567, İsviçre'de 566, 04 | Belçika'da 559, Portekiz'de 548, Bahreyn'de 537, Polonya'da 537, Katar'da 532 ve Kıbrıs'da 1000 kişiye 532 otomobil düşüyor. Sıkıcı olmamak adına listenin hepsini yazmak istemiyorum ama Türki- ye'nin 93'üncü sırada olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bizimle benzer ülkeler arasında Botswana, Panama, Dominik Cumhuriyeti ve Tunus gibiler bulunuyor. Haritada yerini bile bulamayacağımız, fakir olduğu bilinen ülkelerle benzer bir ligdeyiz. Bu da aslında korkunç bir potansiyelimiz olduğunu gösteri- yor. Yani yıllık bir milyonluk satış bile ülkemiz nüfusuna oran- landığında oldukça düşük. 2018 kayıp bir yıl oldu. ÖTV ve KDV indirimleri olmasaydı sektörün hali oldukça kötüydü. Dövizdeki dalgalanmaların da etkisiyle fiyatlar öyle bir noktaya ulaştı ki, 100 bin TL'nin altında bir otomobil bulmak çok zorlaştı. Gerek lansmanlarda gerekse de yaptığıız toplantılarda sektörde yer alan markaların genel müdürleri ya da pazarlama müdürleriyle bir araya geliyoruz. Ben aslında ürün odaklı bir kişi olduğum için bu tür ekonomiyi ilgilendiren soruları pek sormam. Kaç satılacak beni fazla il- gilendirmez ya da pazarın o yıl kaç adet olacağını umursamam. Ama laf artık dönüp dolaşıp oralara geliyor. Marka adı vermek istemi- yorum ama çok iyi takip ettiğim bir markanın iddialı bir modelinin 2019'da ülkemize gelmeyeceğini duydum. Oysa çok önemli plan- ları vardı. Yine aynı markanın bir başka iddialı modeli de nisan ayına kadar ötelendi. Bu modeli getirmek zorunda olmasalar onu da erteler- lerdi eminim. Bazı genel müdürler 2019 için toplam pazarın 350-400 bin adette kalacağını bile dile ge- tiriyor. Bu aşırı düşük bir tahmin, umarım işler bu noktaya gelmez ama daha iyimser olanlar bile en fazla 550-600 bin adetleri telaffuz ediyor. Umarım tüm bunlar gerçek olmaz ve yine bir milyonluk rakamlar- dan bahsediyor oluruz. Otomotiv, ülkenin lokomotif endüstrisi ve yaşanan duraklamanın diğer alan- lara da yansıması gibi bir durum söz konusu. Kendi adıma mart ayındaki seçimlere kadar ÖTV ve KDV indirimlerinin süreceğini tahmin ediyorum. Bu da yılın ilk çeyreğinde sektöre bir nefes kazan- dırır. Geri kalanını ise yaşayarak göreceğiz...